Merdiven yanındaki masa

Silmarwen yemeklerin arasından yukarı doğru kendisi gibi bir çocuk gördü galiba o da ounun gibi ilk defa okula geliyordu. ağzındaki lokmaları hemen yutarak ona

"Hey sen Merdiven cıkan!!" dedı. Çocuk ona doğru döndü. "Gelip ben le yemek yemek istermisin" dedi

Eragon tam annesi ve barmenin arkasından yukarı çıkmaya koyulmuştu ki, tam merdivenin yanından bir ses ona şöyle seslendi:
"Hey sen Merdiven cıkan!!"
Eragon yönünü o tarafa çevirdi ve çocuğa baktı.Çocuk sözüne devam ederek:
"Gelip benle yemek yemek ister misin?" dedi.
Eragon çocuğun bu tutumuna çok şaşırmıştı, ama bir an o normal insan düşüncelerinden kurtulup
kendisinin büyücü dünyasında olduğunu hatırladı. Bu belki de çok normal birşeydi onlar için.
Eragon şaşkınlığını üzerinden atarak:
"Çok sağol." dedi. " Ama benim önce yukarı çıkmam lazım. Odamı gördükten sonra gelirim."dedi.
... ve çocuğa el sallayarak odasına doğru merdiven çıkmaya koyuldu.

"Hey sen Merdiven cıkan!!" dedı. Çocuk ona doğru döndü. "Gelip ben le yemek yemek istermisin" dedi

Silmarwenın sorusu üzerine çocuğun suratında düşünceli bir ifade oldu. Çocuk ona "Çok sağol." dedi. " Ama benim önce yukarı çıkmam lazım. Odamı gördükten sonra gelirim."dedi. Sonrada Silmarwen a el sallıyarak yukarı doğru çıktı. Silmarwen a bu haraket biraz kabaca gelmişti yaşadığı ortamda boyle davetler asla red edilmezdi ama burası yeni bir ortamdı bu yüzden pek kafaya takmadı. Tekrar yemeğe dönerek çocuğun dönmesini bekledi

Eragon merdivenden aşağı hızlıca inerek çocuğun hala orada oturduğunu gördü ve ona doğru yöneldi. Çocuk hala yemeğini yemekle meşgul olduğu için onu fark etmemişti.
"merhaba..." dedi Eragon onun masasının yanına gelerek. "nasıl gidiyor...."

Silmarwen ağzındaki lokmaları yutmadan ona doğru dönerek "M...ra.ka b..nn od..mm S...ül...mo..ven" dedı ve ağzındaki lokmayı yuttu tekrar "Benım adım Silmarwen Ya senınki ne galiba sen burada yenisin ben gibi herhalde annenle gelmişin benı babam sadece kapıya kadar bıraktı ondan sonra gitti işi varmış bana öyle dedi ya özür ben gene çok konustum acaba hangi odada kalıyosun" dedi

Eragon Silmarwen'i ne kadar ilginç bulmuşsa, Silmarwen de Eragon'u o kadar ilginç bulmuş görünüyordu. Eragon teker teker Silmarwen'in hızlıca söylediklerini dinlerken onun yanına oturdu. Artık birazcık daha rahatlamıştı nedense. Çünkü çocuğa karşı biraz sempati duymaya başlamıştı ve Eragon'da konuşmaya başladı:
" Benim adım da Eragon." dedi Eragon biraz titrek bir sesle.Bende doğrusu burada baya bir yeniyim... Ha... Bu arada tanıştığıma memnun oldum Silll...marwen...Ben 3. kat 7 numaradayım...!!!Sen hangi numaradasın...!!!"

Silmarwen gülerek "Bende 3. katta kalıyorum 3. kat 5 numarada odalarımız birbirine yakınmış oh ne güzell ha burada ben de burada yeniyim babam bana hogwartstan mektup gelne kadar hiç bişi söylemedi yani büyücü olduğunu annem ilk duyduğunda inanmamaştı ta ki ben buraya gelinceye kadar işte o zaman inanmaya başladı. Sende yeni olduğuna göre senınde ailen söylememiş herhalde büyücü olduğunu. Aslında böyle daha güzel oluyor söylememeleri yeni macera başlıyo pfff gene çok konustum özürdilerim" dedi ve Erogona bakarak biraz sırıttı

Eragon kesinlikle çocuğa karşı ısınmıştı. Çünkü her zaman konuşkan insanları severdi. Hatta Silmarwen konuşurken onu dinlemek onu sürekli heyecanlandırıyordu. Çünkü sürekli heyecan dolu bir konuşması vardı. Onun konuşmasını dinlerken dediklerine çok sevindi. En azından kendisi gibi buralara yabancı birisiyle tanışmak iyi birşeydi. Ona en azından bir arkadaş olurdu. Belki de uzun süreli bir arkadaş...
Çocuk konuşmasını bitirdiğinde eragon konuşmaya başladı:
"Ne özrü ya... Bence hiç de çok konuşmadın. İnsanları dinlemeyi her zaman severim. Bu arada benim ne annem ne de babam büyücü... Ama annemin dediğine göre kendisi kofti gibi birşeymiş... Bana öyle dedi. Neyse... İyi senle tanıştığıma sevindim... Umarım hogwarts'ta da birlikte oluruz."
Bu sırada barmen Tom, Eragon'un yanına gelerek ne yemek istediğini sordu ve Eragon da buranın pek yemeklerini bilmediği için Silmarwen'in yediği yemekten istedi.

Silmarwen Erogondan hoşlanmıştı. Kendisini dinleyecek bir arkadaş bulmuştu. Ona karşı içi ısınmıştı. Hem kendisine hogwartsta bir arkadaş belkide bir dost bulmuştu onunla birlikte her şeyi yapabilirdi. Silmarwen " Evet umarım hogwarts ta da birlikte oluruz. Hogwarts hakkında hikayeler duydunmu ben garip hikayeler duydum bide yeni müdürümüz 20 yaşında bi kadınmış. Bi kendisini göremedim sence burdaki kızlar tatlı oluyomudur onu merak ediyorum bide. Senin kardeşin varmı benım hiç yok olsunda istemem zaten duyduğuma göre çok yaramaz oluyolarmış aslında onlarla oynaması belki güzel olur ama hemen ağlıyolarmış. Bende bu yüzden hiç kardeşim olsun istemedim. Bide bizi hogwartsta ayrıcaklarmış Slyterin Girifindor Ravenclow ve Hufflepuff ben Grifindor veya Ravenclow gitmek istiyorum ya sen nereyi istiyosun. Grifindora en cesurlar gidiyomuş keşke oraya yazsalar beni sence bizi nasıl seçecekler bence bizi bi sınava sokacaklar ama burada büyüler var belkide bizim kafalarmızı falan açarlar içine bakıp bizim nereye gitceğimizi söylerler" dedi ve çenesi ağrımaya başlamıştı. Bu yüzden onun konusmasını bekledi

Eragon Londra'ya gelmeden önce okulu ve büyücü dünyası hakkında, büyükannesi ve büyükbabasından kalma eşyalarla biraz araştırma yapmıştı. Ama okul içi eğitim ve daha birçok şey konusunda habersizdi. Ama bildiği birşey varsa okulda insanların kafalarını açıp birşeyler yapmadıklarıydı. Bu arada doğrusu eragon'da burdaki kızları çok merak ediyordu.
Eragon,Silmarwen konuşmasını bitirdikten sonra biraz güldü ve konuşmaya başladı:
" Doğrusu bende Hogwarts hakkında pek birşey bilmiyorum ama büyükannemin eşyalarının arasında bulduğum kitaplardan biraz birşeyler buldum." dedi.
" Hogwarts, çok büyük dört büyücü tarafından kurulmuş; Godric Gryffindor, Rowena Rawenclaw, Salazar Slytherin ve Helga Hufflepuff... Ama hepsinin bu okulu kurma amaçları başkaymış... Godric, sadece cesur büyücülerin bu okula alınmasını istiyormuş, Rowena ise yalnızca zekiler bu okula gelmeli diyormuş, Salazar sadece safkan büyücüler olmalı derken, Helga ise her türlü büyücü gelebilir, eşitlik olmalı diyormuş... Bu konuda dört tarafta bir anlaşmaya varamamış ve bu yüzdende Hogwarts'ta dört ayrı bina kurulmuş ve bunlar büyücülerin soyadlarıyla anılmaya başlamış..."
Eragon uzun bir soluk aldıktan sonra konuşmasına devam etti:
" Doğrusu sanırım ikimizde Slytherin'e giremiycek gibi gözüküyoruz. Doğrusu zaten oraya pek de girmek istemem... Ama bana sorarsan, bana da en uygun Gryffindor ve Rawenclaw gibi gözüküyor... Ama sanırım Rawenclaw daha ağır basıyor... Kardeş dersen kardeşim yok aslında pek de istemem...Bu arada sen müdürü nerden gördün..." Eragon daha sözünü tamamlayamamıştı ki Tom elinde Eragon'un pek tanımadığı fakat güzel kokular saçan bir yemekle geldi ve onu eragon'un önüne koydu. Eragon çok acıktığından yemek yemeğe koyuldu ve Silmarwen'in cevabını dinlemeye koyuldu.

Silmarwen erogonun okul hakkında söylediklerini büyük bir heyacanla dinlemişti. Bu dört büyücüye ne olduğunu merak etmişti
Silmarwen ona bakarak "Hey biraz yavaş ye! müdürü daha bende göremedim sadece Gelecek Postası adlı bir gazeteden okudum" ona doğru gazeteyi uzatarak "ordada resim koymamışlar zaten bide orda bazı büyücülerden bahsediyo bu dünyada olan bazı olaylardan benim dikkatimi çekti ama pek onlara kafa yoramadım ilginç olaylara benziyo 2 kardeşten bahsediyor birisi iyi birisi kötü olmuş bencee biraz kötü durum insan nasıl kardeşine karşı savaşırki belkide kardeşim olmadığından bilmiyorum ama her ne ise bunlardan kötü olan karanlık lord bir zaman lar büyük bir büyücüymüş şimdi ölmüş oyle yazıyor ama kardedşi buna inanmıyomuş anladığım kadarıyla ben ce o adam doğru söylüyor gibi ama herkes de öldü diyor insanın kime inanacağı pek belli değil yani anlıcan burda büyük olaylar dönüyor baba bir zamn karanlık lord dediğini duymuştum ama sonra hemen lafı değiştirdi. Bi daha da oyle bir konu olmadı. Sen ne düşünüyorsun olanlar hakkında" dedi ve Eragonun cevabını beklemeye koyuldu

Eragon uzun yolculuğun etkisinden olacak biraz hızlı yemeye başlamıştı. Silmarwen'in uyarısıyla hemen yavaşladı. Sonra da Silmarwen'in kendisine verdiği hayatındaki en garip gazeteyi aldı. Bu gazete o kadar garipti ki resimler birer kağıt üzerinde olmalarına karşın hareket etmekteydiler. Ama Eragon şaşkınlığını belli etmeden gazeteden daha da garip olan Silmarwen'in anlattıklarını dinlemeye başladı.Silmarwen'in dediğine göre gazete iki kardeşten bahsediyordu. Birisi iyi tarafta birisi kötü taraftaydı. İyi olan büyücüde Eragon'un anladığı kadarıyla öldüğü bilinen kötü kardeşinin -Karanlık Lord- ölmediğini iddia ediyordu.
Fakat Eragon şimdiye kadar Silmarwen'in dedikleri hakkında hiç birşey duymamıştı. Hem kardeşler hem de Karanlık Lord ona çok yabancıydı. Hayatında ilk kez duyduğu bu adları merak ettiği için Silmarwen'in verdiği gazeteye baktı. Gazetede de aynen Silmarwen'in anlattıkları yazmaktaydı, fakat Eragon kesinlikle onları daha önce hiç duymamıştı.
Eragon ortada bir tür savaş olduğunu duyunca gerçekten çok şaşırmıştı. Çünkü ona şimdiye kadar ki izlenimleri kafasında büyücüler hiç savaşmaz düşüncesini yaratmıştı. Ama tabi ki bu hiç doğru değildi.
Silmarwen anlaşılan sabırsızlıkla Eragon'un cevabını bekliyordu. Eragon gazeteden gözlerini çekerek Silmarwen'e baktı:
"Hiç birşey bilmiyorum"tek cevabı buydu." Ne Karanlık Lordu ne de kardeşini daha önce hiç duymamıştım." dedi Eragon. Ama bunu derken Eragon'un oturduğu masanın yakınından geçen bir büyücü Eragon'a sanki çok korkunç birşey söylemiş gibi bakmıştı. Eragon kadının bu tavrının nedenini anlamayarak konuşmasına devam etti:
" Gerçekten bu konuda hiç birşey bilmiyorum. O yüzden sana verebiliceğim bir cevabım da yok..."dedi Eragon ve bir süre daha Silmarwen'le sohbet etmeye devam ettiler. Hogwarts2tan ve daha birçok şeyden bahsettiler. Yemek yemeleri bittikten sonra Eragon:
"Dışarıda Diagon Yolu'nda gezmeye ne dersin."dedi Eragon, Silmarwen'e. " Gerçekten dışarıyı çok merak ediyorum..."

Silmarwen' birden gözleri parladı. Sonunda diagon yolunu gezebilecekti orasını çok merak ediyordu acaba burda ejderha satılıyomuydu onlardan biriyle uçmayı çok isterdi. Ana sokaktaki kızları daha çok merak ediyordu. Hemen erogona bakarak " daha ne bekliyoruz ki hemen çıkalım biliyormusun dışarısını çok merak ediyorum acaba neler satıyolar. Sence ejderha varmıdır onlara binmeyi çok istiyorum babam onların gerçek olduğunu söylemişti acaba uçmak için onlara mı biniyorlar. Yok olamaz dev gibi hayvanı herkes görürdü acaba bunlar ..... yani Bizler uçubiliyozmu uçmayı çok isterim her ne ise hadi çabuk dışarı çıkalım ama önce sen yemeğini bitir aç aç dolaşılmaz hade bekliyorum seni hızlı yee çabuk yeee!!" dedi ve Erogona doğru döndü. Ama baktığında Erogon"un çoktan yemek yediğini onu beklediğini gördü. "hade daha ne bekliyoruz çıkalım dışarı" ayağa kalkarak kapıya doğru yöneldi.

Eragon, Silmarwen'in sabırsızlığına ortak olarak çabucak toparlandı. Fakat ejderhaları ilk kez ondan duymuştu ve doğrusu biraz ürperdi. Bu arada Silmarwen barmenle birşeyler konuşuyordu. Anlaşılan Diagon Yolu'na nasıl çıkacakları hakkında bilgi ediniyordu. Eragon daha onların yanına gelmeden Silmarwen, Eragon'u tuttuğu gibi bir duvarın önündeki çöp kutusunun yanına götürdü. Eragon daha ne olduğunu anlayamadan orda bulunan ihtiyar bir büyücü duvara asasıyla dokunarak duvardaki kiremitleri oynattı ve daha demin önlerinde bulunan duvar kendi kendine sökülmeye başladı ve arkasında beliren şey gerçekten çok şaşırtıcıydı: Diagon Yolu...

Silmarwen Barmenin yanına giderek burdan diogon yolun anasıl çıkılacağını sormuştu. Barmen ona ilerdeeki yaşlı adamın yanına gitmelerini söyledi. Silmarwen hemen Erogon'un kolundan tutarak yaşlı adamın yanına götürdü yaşlı adamın yanında ne kapı ne baska bişi vardı. Sadece duvar ve çöp kutusu. yaşlı adam duvardaki bazı kiremitlere vurmaya başladı birden duvar açılmaya başladı ve aradan Diogon yolu gözükmeye başladı. Silmarwen büyük bir heyacanlı biraz ilerledi hala Erogonun kolunu bırakmamıstı. arkasına birdaha baktığında duvar artık kapanmıştı. En yakin dükkânin önündeki kazanlar gün isiginda piril piril parliyordu. Üstlerindeki tabelada Kazanlar
-Her Boy - Bakir, Pirinç, Kalay, Gümüs- Otomatik Karistirmak - Katlanır yazıyordu. Silmarwen Erogona dönerek "dostum muhteşem bir dünyaya geldik harika olacak burası" dedi

Eragon heyecanından dolayı olanların farkında değildi. Silmarwen kolundan çekerek onu yola götürüyordu. Ama o hala hayatında gördüğü en güzel yerlerden birine bakıyordu. Birden Silmarwen'in onu biraz çekmesiyle uyandı. Arkasına döndüğünde artık Çatlak Kazan'dan eser yoktu. Artık çevresini incelemeye başladı. Çevresin hayatında ilk defa gördüğü birçok eşyayla doluydu. Silmarwen'in en yakındaki dükkana baktığını gördü içeri de birçok kazan vardı. Büyük, küçük, hatta değişik şekillerde daha birçok...Eragon kazanlara bakarken Silmarwen Erogona dönerek:
"dostum muhteşem bir dünyaya geldik harika olacak burası" dedi. eragon da aynı fikirdeydi ve o da zevkle:
"eminim öyle olacak." dedi. Artık tamamen kendilerini yeni bir dünyaya atmışlardı ve bu dünyada herşey mümkündü.

Silmarwen kazan lafını bir yerdde gördüğünü hatırlıyordu ama nerde görmüştü. Birden aklına geldi bu onlara hogwarts tarafından gelen mektupta yazıyordu alınacaklar listesindeydi. Başta korkmuştu böyle malzemeleri nerden bulcam diye dertleniyordu ama artık hepsini alabilirdi. Gün ışığında diogon yolu harika gözüküyordu etrafta alış veriş yapan başka büyücülerde vardı. Ama Silmarwen ortalıkta hiç ejderha görmüyordu. Bu onu biraz üzmüştü ama olsun. Erogona dönerek " Ya baksan bize bir mektup gelmişti alıp verceklerimizle ilgili sana geldimi bilmiyorum ama orda çok garip malzemeler vardı onların hepsini burdan alabiliriz belki. Bide orda süpürge yazısı vardı acaba cadılar gibi süpürgeyeme bincez. Onlarla uçması da güzel olur ama ben ejderhayı tercih ederdim." dedi. Ve yeteri kadar orda dikildiklerini fark etti Erogonun kolunu tekrar çekerek ilerlemeye zorladı onu.

Eragon Silmarwen'in tekrar onu çekiştirmesiyle dengesini yitirdi. Gerçekten Silmarwen çok heyecanlı görünüyordu. Sonunda Eragon onu durdurararak:
" Ya dur bi dakika..."dedi soluklanarak ve konuşmasına devam ederek:
" Önce buradan alış-veriş yapmamız için para çekmemiz lazım. Annemin dediğine göre burada bir banka varmış ve bizim ailemize aitte yüklüce bir para. Tabi seni bilmiyorum ama benim oraya gidip para çekmem lazım. İstersen birlikte gidelim. Ne dersin?"dedi ve Silmarwen'in konuşmasını bekledi.

Rp Dışı: Bundan sonraki rp'ler gringgots'ta geçicektir. Tabi önce Silmarwen burada onayladığını belirten bir rp yazıcak...!!!

Silmarwen " aaa evet babam bana bi anahtar vermişti paran biterse bunu kullan diye bende bişi anlamadıydım cebimde olacak herhal parayla bunu kastetmiş olmalı" cebindeki anahatarı göstererek" peki ban kayı nerden bulacağız bi fikrin varmı. Şuraya baksana belkide şu büyük binadır olamazmı gel hemen bi deniyelim" diyerek yürümeye başladdı yolda yürürken etrafı inceliyordu ve gördüğü kadarıyla cidden süpürgeye bineceklerdi. Ve asa satılıyordu demekki onlarla büyü yapacaklardı bi tane alması lazımdı yeni kıyafetler bunlar okul listesinde vardı oraya girmesi lazımdı. Ve bir hayvan ondan almak istiyordu daha bir çok şey almak istiyordu

Rp Dışı: Bundan Sonrası Gringgots'ta yer almaktadır...!!! Sora birkaç diagon yolu rp'leri de bulunmaktadır.

Eragon ve Sill, sonunda günün yorgunluğunu atmak üzere Çatlak Kazan'a girdiler ve oturdular. Ellerinde ki dondurmaları yeni bitmişti ve zaten yorgun olduklarından konuşurlarken birer de su içtiler. Birlikte bol bol sohbet ettiler. Sill, Eragon'a quidditch diye bir oyundan bahsetti. Böyle bir oyunu büyükbabasının eski kitaplarında okumuştu sanki. Ama pek bir şey bilmiyordu yine de. Sill, sonunda çok acıktığını söyledi ve ikisi birlikte yemek yemeğe başladılar. Yine o sabah ki nefis yemeği yiyorlardı. Sonunda alış-veriş yaparak, yeni hayvanlar alarak,yemek yiyerek hatta yeni birer arkadaş ederek geçirdikleri günün akşamı gelmişti.

Silmarwen esneyerek "dostum bunca yeni şey bana yeter artık ben yatmaya gitcem şöyle güzel bir uyku çekcem sonrada yarın sabah yeni şeyler öğrenmeye devam ederiz ne dersin olurmu"

Eragon'da Sill'i onayladı ve birlikte üçüncü kata kadar çıktılar. Tesadüfe bakın ki odaları karşılıklıydı. Eragon ve Sill birlikte birbirlerine uzun bir günün ardından gelen yorgunlukla iyi geceler dediler ve uyumak üzere odalarına girdiler....

Rp dışı: sabah olmuş Diyer rp ler Erogon ve silmarwen'ın kendi odalarında yazılıdır

Silmarwen aaşğı indiğinde aşağıda az kişi bekliyordu ama yinede çok kişi vardı . hemn her zamnki masasına oturdu. sonrada barmenin yanına giderek kahvaltı istedi iki kişilik olmasınıda söyledi sonra tekara gidip masaya oturdu erogonu beklemye koyuldu

Eragon yanında baykuşuyla inmişti. Silmarwen bunu görünce hemen yukarı çıkarak kendi baykuşunu alıp ta geldi. Hemen Erogonun baykuşunun yanına koydu geldiğinde yemekler çoktan gelimş erogon hafften yemye başlamıştı bile sill yemeklerden bazılarını Uyuza uzatıyor ama o uyuzluğunu yapıp ona bakmıyodu bile sill de " ooo sana iyilikte yaramıyo bende seni bugün kafesten çıkarmayı planladıydım" diyince baykuşun bir harakette bulunmasını bekledi ama yine bir tepki vermedi "iyi banane iyilikte yaramıyo"dedi sonra erogona dönerek "Senin baykuşunun adı ne. Ben Uyuz koydum baksana haraketlerine" dedi