Masa 4

...

Ged's Wizards Club'ın önüne Alwen'le cisimlenmişlerdi. Hava daha yeni yeni batmaya başlamış, kızıldı... Hafif bir akşam rüzgarıyla Morello'nun saçları uçuştu. Kapıda duran bay Ged onu büyük bir coşkuyla karşıladı.

'Hoşgeldiniz bayan Morello! Sizin iyileştirdiğiniz bir zamanların umutsuz bacağıyla şimdi muggle futbolu bile oynayabiliyorum' dedi neşeyle.

Morello sıcak bir gülümsemeyle karşılık verdi. 'Abartıyorsun Ged diğer şifacılarda aynı şekilde tedavi ederdi.'

Ged birden Morello'nun sol koluna girip ona masasına kadar eşlik etmek istedi. Neyseki Alwen Morello'nun sağındaydı! Yoksa Ged'in kafasında soru işareti oluşturmak istemezlerdi.

Ged ile beraber kapıdan içeri girdiler. İçerisi muhteşemdi! Büyücüler için vazgeçilmez bir mekan olacağı olası değil kesindi...

Ged ile masa 4 e geldiklerinde Ged kibarca Morello'nun sandalyeye oturmasına yardım etti.
'Gece'nin keyfini çıkarın bayan Morello!' dedi ve Morello'nun elinden kibarca öperek ayrıldı.

"İyi bir adamdır" dedi Alwen, Ged yanlarından ayrılırken. "Ama biraz daha terbiye edinmesinde fayda var"

Salon gerçek anlamda müthişti. Kocaman ve çok uzundu. Diğer ucunda neler olduğunu seçemiyordu. Bunun bir avantaj olduğunu düşündü ne de olsa kendisi de görülmek ve seçilmek istemiyordu. Fakat zaten hayalbozan büyüsü altında olduğu için burnunun dibine gelen birisi bile onu göremezdi.

"Enfes mekan" diye mırıldandı Shilo'ya doğru. "Ve barda kimler var gördün mü? Muhteşem üçlü."

Bar kısmında hayli kalabalık bir grup vardı. Alwen onların arasından Sihir Bakanı'nı, Elizabeth Hurley'i ve St Mungo Başşifacısı'nı seçebildi.

Morello Alwen'in Ged hakkındaki yorumuna katılmıyordu ama bunu belirtmemeyi tercih etti.

Alwen şimdi bar tarafından bahsediyordu. Morello o tarafa baktı. 'Hmm çok tehlikeli bir gece...Sihir Bakanı ve Matsow buraya gelmek için aklını üşütmüş olmalı! Gerçi niye şaşırıyorum ki sanki ikisini de tanımıyor muşum gibi...' dedi sadece Alwen'nin duyabileceği bir şekilde etrafı gözlerken...

'Ne içersin Alwen ben birşey istemiyorum daha?' dedi usulca.

"Ah hayır. "dedi Alwen alçak sesle. Hala bar tarafını süzüyordu. "Bende birşey almayacağım sanırım."

Bu sırada Club giderek kalabalıklaşıyordu. Alwen düşüncelere dalıp gitti. Acaba Barty şuanda ne yapıyordu. Bu özel geceden mutlaka haberi olmalıydı. Nasıl olsa bugünkü Gelecek Postası haberi manşetten duyurmuştu. Kötü birşey olmasın istiyordu. Ama söz konusu olan Barty olunca insanın aklına iyi birşey de gelmiyordu ya!

"Şu conjureslar gelecek mi dersin" dedi Morello'ya.

Morello şimdi kapıdan içeri gelenleri izliyordu.Alwen'nin olduğu tarafa dönmeden: 'Conjuresler böyle bir partiyi kaçırmayacaklardır, ancak yaşam tarzları bildiğimiz kadarıyla bu mekana hitap etmiyor; gizlenmeyi seviyorlar...' dedi ve bir an durdu. 'Belki gizlice tanınmadan girmek isteyeceklerdir senin gibi. Bu arada Psyche nerde hani şu biçim değiştirme öğretmeni onu göremedim?'diye sordu.
Mekanı saran keyifli ve insanın içini kıpır kıpır yapan müzik yoldaşların ve seherbazların gerginliğini almaya yetmiyordu. Bar tarafından keyifli kahkahalar yükseldi...

"Onu bende bekliyorum dört gözle" dedi Alwen. Bazen gözüne yoldaşlıktan birileri takılıyordu. Bazen de ölüm yiyen olduğundan şüphelendiği birileri, Morello'ya garip bakışlar atarak gezinip duruyorlardı. Alwen bir an için kendisnin partiye geliş şeklinden Barty'nin haberi olup olmadığını merak etti. Ama o zaten Barty'den saklanmıyordu. Barda üçlü bir muhabbete krulmuş olan Bakan Bey'e baktı yeniden.

Yanından garsonlardan biri geçince, ondan bir ateşvsikisi istedi, büyü yoluyla; ne de olsa görünmezdi. "Acaba ne zaman canlı bir müzik başlayacak?" dedi neşeyle etrafına bakınarak

Alwen'in bunca derdi olmasına rağmen olumlu, güleryüzlü,keyifli bir adam oluşu Morello'yu hep şaşırtıyordu. Morello'nun tahmin edemeyeceği kadar güçlüydü Alwen.

Morello Alwen'in sorusuna gülümsedi halbuki kahakaha patlatmak isterdi. Ancak yalnız oturduğu(!) üzere bu ona deliymiş gibi bakılmasına neden olurdu. 'Bu müzikte gayet kıpır kıpır galiba hoşuna gitmedi.' diyerek Hermi Skeoch ile Elros'un olduğu tarafa göz gezdirdi.Pek hoşnut görünmüyorlardı...

Ateşviskisi önüne konunca masanın üzerine eğildi. Biraz sıkılmaya başlıyordu. Ortam hayli muhabbetliydi ama kendisi, görünmez bir vücudun içinde eylemsizce oturup içmeye ve tıkınmaya mahkum kalmıştı. Yine de ateşviskisinden koca bir yudum aldı, her zamanki gibi fazlaca höpürdeterek.

O anda barın kapısında ki hareketlenmeye takıldı gözleri. Giren-çıkanın seyreldiği bir andı ve tam bu anda içeriye giren rahat tavırlı adam fazlaca göz alıyordu. Dahası Alwen onun kim olduğunu tahmin ettiğini düşündü. O bakarken adam, yanında bikaç kişiyle biraz ilerisinde ki bir masaya oturdu.

"İşte beklenen adam" dedi Alwen usulca Morello'ya. "İki masa sağımıza bak. Bunlar conjures değilse ben de hiçbirşey bilmiyorum."

Asasını çıkardı. Kafasının üzerine bir kez dokundu onunla. Başından aşağıya sıcak bir his yayılırken, cüppesinin başlığını kafasını tamamen gizleyecek şekilde çekti. Ayağa kalkmaya hazırlandı.

'Alwen bu çok riskli! Hayalbozan büyüsüne devam etmelisin. Yanımda görünmez olarak gel. Ben onlara senin yanımda olduğunu söylerim sonra sen konuşursun onlarla. Bu daha güvenli.' dedi Morello ne yapacağını bilemez halde. Alwen aklını kaçırmış olmalıydı. Sihir bakanı ve onca seherbaz hepsi birden Alwen'in peşindeyken... Çok pervasızca!

O bunları söyledikten sonra masaya yoldaşlıktan bir bayan gelip oturmuştu. Muhtemelen Morello'yu yalnız sanıyordu. Morello'da 'Merhaba' dedi.