Gözlerden Uzak Masa...

Hava soğumuştu bu aralar, bu yüzden evden çıkarken üzerine ince kot ceketini giymişti. gece yağmur yağmış olmalıydı; yerler çamurdu. Üç Süpürge'nin sarı ışıkları sokağı aydınlatıyordu, saat kaçtı sabahın 5'i mi! Morello'nun bu aralar garipleştiğini düşündü. St Mungo'ya gelmemesini iletmişti dün gece gönderdiği baykuşla...Ani değişen kararlar... Zor günlerdeyiz diye düşündü Micah. Morello'yu özlemişti açıkçası, nerde kaldı bu kadın... Hayalbozan büyüsü altında Üç Süpürge'nin kapısında onu bekliyordu. Morello büyük harflerle yazmıştı mektuba: 'HAYALBOZAN YAP KENDİNE!'. Eh, yapmıştı işte! Ama gereksiz geliyordu Micah'a! Tamam yoldaşlığa yeni katılmış olabilirdi! Ama Morello'nun fazla korumacı davranması onu bunaltıyordu!

Üç Süpürge'nin camından içeri baktı, içeride 3 cadı ve 5 tane de büyücü vardı. Sabahın 5'i olduğunu düşünüp kalabalık buldu Üç Süpürge'yi... Morello'yu beklerken bir muggle sigarası yakmak istedi, ama hayalbozan büyüsüne gerek kalmazdı o zaman, canı çok istese de kafasından bu düşünceyi uzaklaştırmaya çabaladı.

Güneşin çorak tepenin üzerinden doğuşuna izlerken, önünde güzel bir cadı belirdi.

Morello, Üç Süpürge'nin kapısından girmek için kapıyı açtığında, sağ kolundan görünmez bir el tuttu. Micah... Hiç bozuntuya vermeden hemen en gözlerden uzak yuvarlak masaya oturdu. Dikkati onlara çekmek istemezdi... Micah'ın da yanındaki sandalyeyi kıpırdatmadan dikkatlice oturduğunu hissetti.

Garson onlara doğru geldi. 'Günaydın Şifacı Hanım! Zor bir nöbetti anlaşılan kendinizi buraya attığınıza göre!' dedi yaşlı garson endişeyle.

Morello gülümsedi: 'Günaydın Bay Kippling. Evet bu geceki nöbetim yoğun geçti.'


Yaşlı adam anlayışla başını salladı, tam bel ağrılarından bahsedecekti ama vazgeçti, genç hanım yorgun görünüyordu:'Size ne getirmemi istersiniz?'diye sordu.

Morello, sabah sabah içki içecek değildi ama izlenimleri bozmak istemiyordu: 'Kaymak birasına ihtiyacım var.' dedi muzip bir gülüşle.

Garson gidince,etrafta onlara bakanın olup olmadığını kontrol edip sandalyesini Morello'ya iyicene yaklaştırdı. Morello hiç tepki vermeden çantasında çıkardığı Gelecek Postası'nı okuyor gibi yapıyordu.

'Nasılsın?' diye sordu kulağına fısıldayarak. Morello hiçbir şey demedi. Micah az daha bozuluyordu. Ancak sonra Morello'nun dikkatle baktığı gazete gözüne çarptı.

Morello konuşmaktansa sihirlediği bu gazeteyi kullanmanın daha az dikkat çekeceğini düşünmüştü.

Minik haber yazıları yokolmuştu. 'Daha iyiyim canım, sen ve amcan nasılsınız?'yazıyordu sayfada.

Micah Morello'nun kulağına fısıldadı; 'Ben çok iyiyim, yeni işe girdim, ancak amcam için aynı şeyi söyleyemem.'

Yaşlı garson Bay Kippling ağır ağır getirdi kaymak birasını, halbuki büyü ile yollamasının daha zahmetsiz olacağını düşündü Micah. Ama kofti olabileceği aklına geldi, eh hiç onu büyü yaparken hatırlamıyordu.

Morello'nun gazetesinde yeni harfler oluştu, var olan harfler yer değiştirdi...

----------yanlışlıkla gönderdim

'Ben çok iyiyim, yeni işe girdim, ancak amcam için aynı şeyi söyleyemem.' dedi Micah. Morello, Jacob'ın iyiye gittiğini ne zamandır duymadığını düşünüp kendini suçlu buldu.

Bay Kippling masaya içeceğini getirdiğinde, yaşlı adama bakıp tebessüm etti; 'Teşekkürler.'

Yaşlı adam selam verdi başıyla ve Morello'yu 'yalnız' bıraktı.

Morello Micah'a cevap verdi. 'Yeni işine çok sevindim, demek Wasps'a katıldın sonunda, tebrik ederim bir tanem, sana sarılmak istiyorum ama mümkün değil şu anda ne yazık ki! Amcanın ağrıları arttı değil mi! Kontrolü geciktirdiğim için affet! Başka bir şifacı da gönderemedim elimde olmayan sebeplerle... İksirlerini düzenli içiyor mu? Daphars merhemini bir türlü benimseyememişti, lütfen kutunun hala ilk günkü gibi el değmemiş olduğunu söyleme! '

Morello'nun cevabını okudu.

Micah Morello'ya sarıldı muzipçe gülümseyerek, tabii gülümsemesini Morello görmüyordu. Sarılışını ise Üç Süpürge'dekilerin ruhu bile duymadı.

Morello gülümsedi elinde olmadan.

Micah fısıldadı Morello'nun kulağına: 'Sağol meleğim, umarım başarılı olurum! Amcama gelince bilirsin huyunu tanıdığımız en inatçı ihtiyar! O merhemi görmedim bile sanırım yok etti. Ağrıları arttı tabii, olacağı buydu. Ayrıca amcamdan öte merak ettiğim kişi sensin Morello! Neden açık konuşmuyorsun belli ki yoldaşlıkla ilgili bir görevde bir şeyler ters gitmiş, bilmek istiyorum!'

Son sözlerinde sesi kızgındı, kendine mani olamamıştı.

Morello'nun gülümsemesi kayboldu. Micah'ın merak edeceğini biliyordu ama bunu istemiyordu, üstelik bu berbat anıların titreşmesine neden oluyorsa...Hiç istemiyordu... Jason... Bitmek bilmeyen dehşet gecesinin zebanisi... Morello aklından uzaklışmaya çabaladı Jason'nın rezil suratını.

Micah yanında bir cevap bekliyordu. Bu Alwen'e açıklamaktan beter değildi. Ama Micah isim bilmemeliydi. Gidip Jason'ın peşine düşmesi, Morello'nun en son istediği şeydi. Alwen'e de hiç söylemek istememişti, söylemezdi ona kalsa! Ancak bu isim bir çok bağlantıyı açıklıyordu ve Alwen bunu bilmesi gereken yegane kişiydi.

Morello çok yorgun olduğunu hissetti. Kaymak birasına uzanıp, yudumladı.

Gazetede Micah'ın bilmesi gereken kadarı belirdi:
' Sihir Bakanı kaçırıldıktan sonra Hetaborn Tepesi'ne onu aramaya gittik; Alwen Crook, Woodallen, Knightley ve Black dağıldık aramak için. Ama Barty Crook bunu tahmin etmiş olacak ki ölümyiyenleri hazır bekliyordu. Knightley ağır yaralandı, Black'in durumu fena değil, bense esir düştüm.Kimle düello ettiğimi bilmiyorum, maskeliydi. Karargah'ta buldum kendimi Alwen bulmuş beni. Ama gördüğün gibi iyiyim. Daha fazlasını sorma ne olur Micah!'

Micah okuduklarıyla gerildi, Morello'ya zarar veren alçağın kim olduğunu öğrenmeliydi! Öğrenmeli ve gebertmeliydi! Ama daha fazlasını sormadı. Belli ki bu konuda konuşmaktan rahatsız oluyordu Morello.

Annesi ve babasını küçük yaşta ölümyiyenlerin katlettiği Micah'ın amcasından başka bir de Morello'su vardı...Şimdi bir de Nora'sı... Çok kıymetliydi Morello, çok... Micah'a her zaman her konuda destek olmuştu, onun kılına zarar gelmesine dayanamazdı!

Morello'nun omzuna kolunu sardı.

'Alwen iyi mi?' diye sordu fısıldıyarak.

Micah'ın ona sarılması iyi geldi, manevi desteğe ihtiyacı vardı. Morello, Micah diretmediği için sevindi. Alwen'nin nasıl olduğunu sormuştu.

Morello gazeteye cevabını aksettirdi:

'Alwen iyi. Micah, amcan için güçlü bir ağrı kesici getirdim, görünmez bir halde sağ elimde, onu al. Bunu güneş batarken bir çağ kaşığı alması yeterli olacaktır. Kontrole gelmeme nedenim için grip olduğumu bahane et olur mu. Size gelmedim çünkü amcanın düşünceleri okumadaki yeteneği ürkütücü. Bunu istemiyorum şu an. Hazır olduğumda geleceğim. O zamana kadar idare et beni lütfen.'

Micah, Morello esirken hatırlamak istemeyeceği işkencelere maruz kaldığını anladı. İçinde öfkesi kabardı, hiç bir şey yapamamış olmak onu çıldırtıyordu. Sinirle soluyordu.

Morello'nun sağ elinden iksir şişesini alıp ceketinin cebine koydu.

Güzel kadının kulağına fısıldadı: 'Tamam sen amcamı sorun etme, ben çaresine bakarım. Bir şeye ihtiyacın olursa, her ne olursa olsun bana söylemen yeterli. Her ne olursa...' dedi.

Ah, Micah keşke herşey söylemesi kadar kolay olsaydı... Hislerin gurur verici, ben de senin için aynı şeyleri söylerim ama sen, ben söylemesem de bunu bildiğini biliyorum... Bıçak sırtındaki hayatlarımızda bir gün huzura kavuşmak; nasılda umut dolu bir düşünce... Eğer hala bunu umabiliyorsam sevgiden başka dayanağım yoktur...

'En kısa zamanda görüşmek üzere.Amcana dikkat ederken sakın kendini unutma. Micah'a iyi bak.' cümlesi belirdi gazetede, Micah'ın onu çocukça, annesinin yanağından öper gibi, yanağından öptüğünü hissetti. Morello'nun gözünde tek bir damla süzüldü.

Morello içkinin parasını bıraktı masaya, Bay Kippling'e selam verdi hafif bir tebessümle. Ardından Üç Süpürge'nin kapısının önünde yokoldu...