Barda...Efsane Kurtadam Çetesinin nahoş ziyareti...

Micah'la Nora gece klübüne girdiler.İçerisi kalabalıktı. Her çeşit büyücü ve cadı deli gibi canlı müziğin, alkolün ve sihrin etkisiyle kendinden geçmiş dans ediyordu, bazıları masalarda takılıyor, vakit dolduruyordu...Micah bara doğru yürüdü. Nora yanındaydı.

Micah tenha sayılabilecek bir yeri seçti ve oturdular. İkisi de günlük kıyafetleriyle gelmişlerdi ama Micah buna aldırmadı. 'Birşeyler içelim sonra dans ederiz...Sence nasıl?'diye sordu.

Kapıdan girdi ve mekanı hemen hatırladı.Bir ara oturup kaçmıştı buradan
Yine kalabalıktı,Nora başının döndüğünü hissetti,ama bu uzun sürmedi.Hafiften kendine geldiğinde Micah bir yere yönelmişti.Onu takip etti.
Kalabalıktan uzak bir yere oturdular.Bu Nora'ya daha iyi gelmişti.
'Birşeyler içelim sonra dans ederiz...Sence nasıl?'diye sordu Micah.
Dans etmek mi?diye geçirdi içinden Nora.Dans etmeyi bilmiyordu!
Evde küçükken ayna karşısında yaptığı danstan başka hiç dans etmemişti hayatında.Dans edişini bir kendisi görmüştü!Yine de olay çıkarmak istemedi.Düşünceleriyle boğuştuğundan anca kafasını sallamakla yetindi.
Niye geldim ki o zaman?diye düşündü.Bir anlık heyecanına mı denk gelmişti.Hayır,gelmeyi kendi istemişti.Dans olayı için bir çözüm bulacaktı!
Derken kıyafetleri aklına geldi.Pek şık sayılmazdı,ortamdaki diğerlerine göre paçavra gibiydi üstündekiler.Kotuna ve yeşil blüzüne baktı.Canı sıkılmıştı.Micah'ın bunu umursamamasını diledi.
Ardından kafasını kaldırıp direk gözlerine baktı.Nedense ne zaman bu gözlere baksa bakışlarını kaçırası geliyordu.Ama dayandı,hafifçe gülümsedi ve teklife cevap verdi
"Güzel olur"

Nora'nın da kabul etmesiyle Micah barmene sessizce işaret etti ve 'İki ateş viskisi' dedi.

Siyahi barmen 'Hemen dostum!' dedi ve az sonra içkiler gelmişti...

Eline aldığı gibi bir dikişte içti Micah, barmen Micah daha işaret edemeden geldi ve ona bir tane daha koydu. Micah 'Harikasın!' dedi barmene. Muhtemelen gece sonlandığında ondan iyi bir bahşiş alacaktı...

Nora'ya bakıp gülümsedi. 'Ateş viskisinde ilkini dikmeyince tadını alamıyorum, saçma bir zevk ya da alışkanlık...' deyip içkisinden bir yudum aldı. Nora'ya bir keş gibi görünmediğini umdu. Çok sık içmezdi ama içmeye başladı mı kendini durdurmazdı, neyse ki zor sarhoş oluyordu.

Nora Micah'ın "İki ateş viskisi"dediğini duyduğunda kelime içinde ilgisini çeken şeyi farketti:Viski
Nora viskiye bayılırdı.Ağır bir içki olmasına rağmen su gibi içebilecek biriydi.Bu içkiye dayanıklı olduğundan 1-2şişe bile bitirebilirdi!
Böyle bir ortamda içkiyi kafaya dikemeyeceğini düşünse de Micah'ı gördükten sonra fikri değişti.
Micah ona gülümseyip:
"'Ateş viskisinde ilkini dikmeyince tadını alamıyorum, saçma bir zevk ya da alışkanlık..."der demez Nora da tek yudumda bitirdi içkisini.
İşte çok rahatlamıştı şimdi.Uzun süredir büyücü saçmalığı içkileri içmekten bıkmıştı...
Bitirince kendisine şaşkın şaşkın bakan Micah'a sırıttı(bunu beklemediğine emindi):
"Haklısın,tadı böyle daha güzel geliyor!"dedi neşeyle.
Garip gözüktüğünü düşünmek aklının ucundan bile geçmemişti.

"Haklısın,tadı böyle daha güzel geliyor!"dedi Nora şaşkınlıkla onu izleyen Micah'a. Micah gülüyordu şimdi... Bu gecenin hızlı başlayıp çabuk bitmesini istemiyordu. O yüzden temkinli davranmalıydı Micah.

Nora'nın gözlerine bakarak onun göz bebeklerinde kendi yansımasına baktı bir an... Muzipçe sırıttı: ' Bu gece sonlandığında çatlakkazana buharlaştığımız zaman umarım bunu doğru düzgün başarırız! Yoksa Sihirli Kazalar ve Felaketler Dairesi'ne çok iş çıkacak!' diyerek güldü. Londra'nın en işlek caddesinde havada asılı bir kol veya herhangi bir parçaları bayağı tuhaflıklara sebep olabilirdi...

İyi bir elektronik müzik çalıyordu şimdi, Micah ayağıyla ritim tutturmaya başladı...

Gözlerine baktı Micah'ın.
Bu gözler,unutamayacağı bu gözler.
Böyle gri gözlerin nasıl bu kadar içten bakabileceğini düşündü.Kimbilir neler görmüştü o gözler...
Bir an kıskançlık hissetti içinde.Kendisinin gözleri de onun gibi olsun isterdi!

Micah sırıttı:
"Bu gece sonlandığında çatlakkazana buharlaştığımız zaman umarım bunu doğru düzgün başarırız! Yoksa Sihirli Kazalar ve Felaketler Dairesi'ne çok iş çıkacak!'diye güldü Micah.Oraya kadar yürümeyi düşündü Nora.Çok uzak olduğunu sanmıyordu,ayrıca Mugglelar gibi yürüyerek gitmek eğlenceli olabilirdi o kafayla.
Ve evet,korkuyor da denebilirdi.

Ritim tuttuğunu farketti Micah'ın.Bateri çaldığı günler geldi aklına,parmaklarını masaya vurmaya başladı.
"Yürümeye ne dersin?"dedi bir an durup "Çatlakkazana muggle usulü yürümek güzel olabilir.Hem farklılık olur,ayaklarının yere bastığını hissedersin"
Gülümsedi.Ardından parmaklarını masaya vurmaya devam etti.

"Yürümeye ne dersin?"dedi bir an durup "Çatlakkazana muggle usulü yürümek güzel olabilir.Hem farklılık olur,ayaklarının yere bastığını hissedersin"dedi Nora.

Micah bir an Nora'ya bakıp durdu sonra bir anda: 'Evet eğlenceli olabilir! Yürüyelim!' dedi.

Gece heyecanına ayak uyduruyordu, beklenmedik değişimler bu gece onun tam da istediğiydi... Sonra duyduğu gürültüyle kapıya döndürdü başını. Bir grup serseri büyücü içeri girdi. Klüpteki herkes onlara bakıyordu. Bağıra çağıra gotik metal bir parçayı karga kadar güzel söylüyorlardı. Az sonra bara geldiler.



'Hey hepimize Kanlı Ruberer Birası! Çabuk! dedi bir gözü olmayan, yüzünde kesikler bulunan iri yarı adam.

Micah ilk başta bir grup serseri sanmıştı bunları ama yanılmıştı. Bunlar efsane kurtadam çetesiydi. Diğer kurtadamlardan farklıydılar. Kendi çetelerine ait ayin törenlerinde suçlu buldukları bir insanı kurban ederlerdi, tabii ki yiyorlardı. Micah bütün bunları amcasından öğrenmişti. Eskiden büyük dertler açmıştılar. Çete başı Somerto ölünce dağıldılar... Diğerleri artık ayin düzenlemediklerine dair aklanmıştılar.Ama söylentiler aksineydi... Micah 'ın keyfi kaçmıştı...

'Hadi yürüyelim...'dedi. Bara yeterince Galleon bırakıp Nora'nın elinden tuttu, kapıya yöneltti. Nora ne olduğunu anlayamamıştı, şaşkındı.

Micah'ın yürüme teklifini kabul etmesine sevindi.Genelde büyücülerin yürümeye soğuk baktığını biliyordu.
Düşünceleri bir grup iri yarı adamın girişiyle bölündü.
Adamlar Nora'nın da bildiği bir şarkıyı söylüyorlardı.Hayatında bu kadar iğrenç söylendiğini duymamıştı.
'Hey hepimize Kanlı Ruberer Birası! Çabuk!"dedi adamlardan birisi.Pek dost canlısı göründükleri söylenemezdi.
Micah'a baktı.Keyifli gözükmüyordu,aksine bu adamlar onu oldukça rahatsız etmiş gibiydi.
Nora daha ne olduğunu anlamadan 'Hadi yürüyelim...'dedi Micah.Kızın eline yapışıp kapıya koştu.Kafası karışmıştı Nora'nın,ama direnmedi,iyi birşeyler olmadığı kesindi.Micah'ın onu sürüklemesine gerek kalmadan peşinden geldi.
Neler olduğunu merak ediyordu,soracaktı bir ara bunu.Yürürken belki...
- - -
Karanlık sokaklar tenhaydı o gece.Tehlikeli de gözüküyordu.Yalnız bir muggle için tabii ki,korktuğunu söyleyemezdi Nora.Karanlığı severdi.Karanlıkta herkes eşitti.
Dışarı çıktıklarında elini kurtardı önce."Ne oldu?"diye sordu meraklı bir tavırla.Amacı sorgulamak değildi,sadece karşısındakini bu kadar telaşlandıran şeyi merak ediyordu.

-------------------------------------------------------------------------------------------
Londra sokakları tenhalıktı...Sorun değildi elbette, kaygılanmasına lüzum yoktu. Nora'nın sorusuna bir süre hiç cevap vermedi, yürüdüler. Yüz hatları keskinleşmişti. Sinirliydi...

Arkasına baktı, barda tehlikenin farkına varanlar bir bir çıkmaya başlamıştı, kısa zaman sonra çetenin dışında kimsenin kalmayacağı aşinaydı...

Nora yanında ses çıkarmadan geliyordu. Micah Seaford'a doğru döndüklerinden Nora'ya cevap verdi: 'Onlar kurtadam çetesi,:Çete başı Somerto öldükten sonra aklandılar,ancak prosedürde kalmış bir yargı, hala ayinler düzenliyorlar, suçlu bulduklarını kurban ediyorlar,yiyerek...Berbat he?dedi yarım yamalak sırıtarak. 'Şimdi güvendeyiz...' dedi usulca.

Micah'ın konuşmamasından bir sorun olduğunu anlamıştı.Sustu,yanında yürümeye devam etti.Micah bir an arkasına döndü dışarı çıkan bir grup insana baktı.İçerideki gibi neşeli görünmüyordu,sinirliydi.Gergindi...
Bir süre yürüdükten sonra Micah Nora'nın sorusunu cevapladı:
'Onlar kurtadam çetesi,:Çete başı Somerto öldükten sonra aklandılar,ancak prosedürde kalmış bir yargı, hala ayinler düzenliyorlar, suçlu bulduklarını kurban ediyorlar,yiyerek...Berbat he?"
Micah'ın sırıtışına cevap vermedi.Muggleların satanistlerine benzediğini düşündü bu grubun...Tiksindi.
"Şimdi güvendeyiz"dedi Micah.Kafasını onaylarcasına salladı Nora,ardından elini kot pantolonunun cebine soktu .Ağır adımlarla çevresine bakına bakına yürüyordu.Güvende hissetmiyordu.Gerçi,ne zaman güvende hissetmişti ki?
Yürümeye devam ettiler.Karanlık,sadece sokak lambalarıyla aydınlanan o kasvetli sokaklarda...
"Eee"dedi Nora bir süre sonra.Neler yaptığını dinleyemedim bir türlü..."
Hellsfire'ı kafasından çıkarmaya çalışıyordu.Muzipçe sırıttı"Okuldayken bir kızdan hoşlanıyordun sanırım..."Düşünür gibi yaptı."Neydi onun adı..?"

Amcasının sevdiği kızın babasını kurban etmişlerdi, adam sihirli yaratıkların denetimi dairesindeydi, iyi işlere imza atmış, başarılı bir adamdı, kurtadamların toplum tarafından dışlanmasına karşıydı halbuki, tabii Somerto'nun çok başını ağrıtmıştı... Ne dehşet! Zaten kız da sonra kayıplara karışmıştı,amcası yıkılmıştı adeta... Bu zor zamanlarda amcasının toparlanabilmesi için Morello'nun çok yardımı olmuştu...

"Okuldayken bir kızdan hoşlanıyordun sanırım... Neydi onun adı..?"diye sordu Nora, muzipçe sırtarak...

Nora'nın sorusuyla düşüncelerinden sıyrıldı...

'Ben mi hoşlanıyordum?..Hee evet ya! Bak ben unutmuşum!..'dedi düşünceli bir halde, sırıtmaya başladı...Küçüklük işte diye düşünüp gülümsedi, 'Gerçekten hatırlamıyorum adını, ama sarışın Revanclaw'lı bir kızdı sanırım...'diyerek kahkaha attı keyiflice...

Şimdi Heatfield'a doğru döndüler...

Micah'ın aksineNora hatırlıyordu.
Derslerden kaçıp kütüphaneye giderdi Hogwartstayken.Bu sayede tüm dedikoduları kütüphaneciden öğrenirdi Melody'di kızın adı.Nora isimleri kolay kolay unutmazdı .
Neyse çok durmadı üzerinde.Gülümsedi.Amacı sadece konu açmaktı zaten.
Hellsfireı geride bıraktığına üzüldü.Ateş viskisi hoşuna gitmişti oysa ki.
Konuşmak için kasmamaya karar verdi.Sokak sessizdi,kendini hayatı boyunca duyduğu en gürültülü sese yoğunlaştırdı,sessizliğe...
Boş bir içki dükkanı olmasını diledi.Belki girip bir şişe ateş viskisi alabilirdi böylece...

Bunu düşünürken açık bir muggle dükkanı gördü.Camekanda viski gözüne takıldı.
"CHİVAS REGAL "yazıyordu üstünde.Micah'ı durdurdu.
"Bekle bir dakida"dedi gülümseyerek.İçeri daldı.
- - -
Elinde 1 şişe viski ve 2 plastik bardakla çıka geldi.
"İşte"dedi neşeyle "Bir muggle viskisi.Ateşviskisinden daha sert ve acıdır..."Bardağı uzattı
"Ama tadına bak,güzeldir"diye mırıldandı,bardağı doldururken.Kendisininkini de doldurup yürümeye devam etti.

Nora'nın uzattığı muggle içkisini kabul etti tebessümle, büyük bir yudum aldı. Tadı yeterince keskindi bu hoşuna gitti.

Keşke bu gece dans edebilselerdi...Talihsizlik! Geceyi iyi devam ettirebilmek veya sonlandırmak için kafası harıl harıl çalışıyordu ancak bu konularda quidditch veya büyülerde olduğu gibi becerikli değildi... Gerçi sevgi de büyü katogarosine girebilirdi, hem de en güçlüsü olarak, her neyse buna Micah'ın yeteneği yoktu...

Süregelen yalnızlığın getirisi yine yalnızlık...

Nora susmuştu, sessizlik insanı rahatlatsa da şimdi Micah'ı rahatsız ediyordu.
'Biliyor musun aslında senden-' sözünü yarıda böldü. Ne yapıyordu böyle, kendi de inanamadı. Sustu. Yüzünün yandığını hissetti ayaz gecede... Karşıya bakarak yürümeye devam etti, içinde kendisine duyduğu öfkeyle...

Bardağındaki viskiden bir ydum aldı.Boğazını yakan acıdan memnun oldu.Tekrar bir yudum almaya davrandığında Micah'ın sesini duydu.
"Biliyor musun aslında senden-"durdu,yürümeye devam etti.
Ne diyecekti?Meraklandı.
Dimdik karşıya bakan Micah'ın yanına ilerledi,yürümeye devam ediyordu.
"Evet?"dedi merakla. Sandığı şey miydi söyleyeceği?

"Evet?" dedi merakla Nora.

Micah telaşlandı. '...aslında senden- seninle karşılaşmak ve vakit geçirmek kurtadamlara rağmen çok iyidi bunu arada yapmalıyız!' dedi hızlıca. Sonra viskinin hepsini bir kerede içti. Soğuk soğuk kendine güldü. Deli olduğu düşünülünebilirdi, bu sorun değildi, bunun sebebi önemliydi...

"Lanet olsun"diye düşündü içinden.
Neler düşünüyordu ki?Kendisinden hoşlandığını mı?Hadi bunu açıkladı diyelim,ne olacaktı?
Ne olmasını bekliyordu?!
Sessizce önüne bakıp sırıttı."Evet"dedi kısık bir sesle.Sesinden hayal kırıklığı hissediliyordu,belli etmemeye çalıştı.Kaldırdı kafasını "tekrarlamalıyız..."dedi sıcak bir ses tonuyla.
Sessizliğe geri dönmek istiyordu.Bu gergin ortamdan kurtulmak istedi.
Elleri ter içindeydi,titriyordu.Ama belli etmemeye çalıştı.
Sonra farketti aniden.
Neden Hogwarts'tan beri gözüne batıyordu bu çocuk?
Neden Çatlakkazanda yanına geldiğinde gülümsemesine engel olamadı.
Neden şu anda heyecanla titriyordu?
Hoşlanıyor muydu ondan?Emin değildi hala.
Titreyen ellerindeki bardağı yeniden doldurdu.
Söyleyemezdi bunu ona.Söyleyebilir miydi?Emin değildi.
İçine düştüğü bu ikilem deli ediyordu onu.
Ağzına kadar dolu bardağı bir kerede içti.Patlamaya benzer bir baş dönmesi hissetti ama olsun sabitledi kendini,onu rahatlatacak tek şeydi bu şu anda.Yürümeye devam etti ayak seslerini melodisi eşliğinde...

Micah durumu toparladığı için rahatlamıştı. Dostuna he? Eh berbat bir durum! Toparlanmış hale bak! Sen dağıldın! Sersemletme büyüsü onu yalayarak geçmiş gibi hissediyordu. Sarhoş mu oluyordu? Başı döndü.

Nora da farklı görünmüyordu, muhtemelen aklını karıştırmıştı kızın ve içkinin etkisi onda da seyrediliyordu.

Tam muggle viskisi hakkında yorum yapacakken arkalarından kahkahalar yükseldi. Micah hemen başını çevirdi, bunlar Hellfire'daki kurtadam çetesinin iki üyesini çağrıştırıyorlardı. İlk baş paronaya yapıyorum belki diye düşündü... Ancak Nora'ya göz ucuyla baktığında Nora'nın yüzünde dehşet ifadesi vardı. Bir tanesi üstlerine doğru koşmaya başlamıştı. Onların dibindeydiler nerdeyse!

Micah'ın en son istediği şey bu çeteye bulaşmaktı! Şayet bir ölümyiyen olsa düello etmek için asasıyla bir lanet yapmıştı bile... Yapılacak tek şey vardı. Gururu bir kenara atıp... Nora'nın eline yapıştı ve tam kurtadam gecenin sessizliğinde böğürürken Çatlakkazan'a buharlaştılar.

(Diagon Yolu/Çatlakkazan/Kapının Önü)

https://catlakkazan.catsboard.com/catlak-kazan-f96/kapynyn-onu-t357.htm