Final Sahnesi-Bölüm 2
1 sayfadaki 1 sayfası
Final Sahnesi-Bölüm 2
ASA SAVAŞI
Asa Çalınıyor
Barty Alwen'in gözlerine bakıp son kez alayla gülümsedi ve arkasını dönüp evin giriş kapısına doğru yürüdü. Ve Alwen, malikanenin bahçesinde, etrafı ölüm yiyenlerle çevrili olarak kalakaldı. Aynı anda 10 farklı lanet Alwen'e doğru patladı. Fakat Ak Büyücü buna hazırlıklıydı. Asası şimşek gibi çaktı ve 10 lanet ayrı yönlere doğru patladı. Sonra kendini yana doğru fırlattı ve haykırdı; "Aveda Kedavra"...
Bir ölüm yiyeni göğsünden vurdu. Düşerken maskesi kaydı ve toprağa çarpan yüzüne ay ışığı vurdu; Uluslararası Sihirsel İşbirliği Dairesi Başkanı Lilien Niveroeed Marlen'di… Alwen hızla doğruldu ve ayağa kalkar kalkmaz ortadan kayboldu. Biraz sonra bir toz bulutuyla beraber tekrar belirdi ama şimdi paniğe düşen ölüm yiyenler olmuştu, çünkü onu göremiyorlardı. Etrafında ki toz dağılana kadar birini daha hakladı Ak Büyücü, ama biraz sonra sol omzuna sert bir darbe alıp yere kapaklandı. Ölüm yiyenlerden biri üstüne atlamıştı anlaşılan ve şimdi asası kendinden 1 metre uzakta duruyordu Alwen, asasını kapmak için hamle yapma gereği bile görmedi; herşey bitmişti artık.
Fakat o anda mucizevi birşey oldu. Tam ölüm yiyenler kahkahalar atarak Alwen'e doğru yürürlerken bu defa bembeyaz bir duman anaforunun ortasında kaldılar. Ölüm yiyenler korkuyla etraflarına bakındı bu sefer. Biraz sonra duman dağıldı. Ölüm yiyenler şimdi resmen şoka uğramıştı: Hiç yoktan ortaya tam 6 kişi çıkmıştı ve hepsinin asaları ellerindeydi. Yüzlerindeyse tarifsiz bir öfke vardı. Alwen sevinçle bir kahkaha attı: Yoldaşlık Üyeleri gelmişti. Ve hiçbirisi maske falan takmıyordu.
Şimdi, malikanenin tam ön bahçesinde muazzam bir savaş patlak vermişti. Gecenin sessizliği yırtılıp parçalanmış, patlamalar, çığlıklar ve kahkahalarla çınlıyordu. Alwen yanlızca bir süre daha seyretti. Sonra aklına Barty geldi ve hemen asasını kapıp arkasına döndü. Fakat gidemedi. Yeşil bir ışık çakmış ve bir beden yere yığılmıştı. Bir an için sevindi, yere düşen bir ölüm yiyendi ve bir daha da kalkamadı. Şimdi tam bir zafer çığlığı atmakta olan Micah Falel'e bakıp gülümsedi. Fakat sonra bir daha bağırdı, ama bu kez acıyla: Micah'ın bir anlık boşluğundan yararlanan bir ölüm yiyen ona bir öldüren lanet göndermiş ve tam göğsünden vurmuştu. Yakışıklı kovalayıcı yere düşerken, yüzüne derin bir şok ifadesi kazınmıştı.
Alwen donup kalmıştı. Kim bilir kaç kez seyrettiği bu sahneyi bir kez daha yaşıyor olmak hiçte daha az katlanılır değildi. Ellerinin boşaldığını hissetti. Micah'ı öldüren ölüm yiyen maskesini çıkarmış, azgınlıkla bağırarak düello etmeye devam ediyordu ve Alwen onu tanıdı: Jason Turner!!!
İçinde bir öfke kabardı. Hemen koşup Jason'ı yakalamak ve öldürmeden önce pelteye çevirmek için içi gidiyordu. Ama bu hesabı sonraya bırakmalıydı. Gözlerinden akan yaşları sildi ve dişlerini sıktı. Yüzü kaskatıydı. Sonra savaşa sırtını döndü ve hızlı adımlarla malikanenin girişine yürümeye koyuldu.
Kapı açıktı. Evde hiçbir ışık yanmıyordu ve salon bomboştu. Bir süre durup dinledi. Ve üst katlardan bir yerden gelen uzak bağırtıları duydu. Hızla merdivenleri çıktı. Üst kat sahanlığını geçip doğruca ikinci salona yöneldi ve bu sırada bağırtılar daha da yükseldi. Salonun kapısı açıktı. Alwen orada durup baktı ve gözlerinin önünde ki manzaradan midesi kalktı: Barty Anastasia'yı yakalamıştı. Kadın dizlerinin dibinde kesik kesik soluk alırken, O ara vermeden büyüler yollayıp duruyordu ve sonra bir daha... "Kız nerde tatlım" dediğini duydu Alwen onun. "Bana sadece yerini söyle ve seni bu azaptan kurtarayım"
Demek Dixy hala evdeydi ve yakalanmamıştı. Alwen geri dönüp hızla onun odasına yöneldi. Elbette onun nerede olduğunu biliyordu. Odanın kapısını açıp içeriye girdi ve büyük gardıroba asasını doğrultup birşeyler fısıldadı. Kapı açıldı. Ama şimdi bir gardırobun içi yerine büyükçe bir odayı gözler önüne sermişti. Dixy ise korkuyla bir koltuğa oturmuş ağlıyordu. Alwen onun yanına yürüdü ve bu sırada kapıyı arkasından kapattı.
"Dixy" dedi usulca, kızın yanına vardığında. Elini uzatıp saçlarını okşadı şefkatle. "Korkma, benim. Herşey geçecek."
Fakat Dixy ondan kaçtı. Koşup pencerenin önünde dikildi ve elini cebine atıp, Alwen'e nefretle baktı. "O'nu sana vermeyeceğim" dedi. "Beni öldürmen gerek."
Alwen şaşkınlıkla baktı ona. "Dixy" dedi yeniden, şefkatle. "Almam gerekiyor. Tek yolu bu! Anastasia'yı kurtarabilmem için gereken tek şey bu"
Dixy asayı delicesine salladı ve ardı ardına büyüler Alwen'e doğru gitti. Fakat Alwen usulca bir hareketle hepsini savuşturdu. Zaman azdı ve daha fazla oyalanmaması gerekiyordu. Asasını salladı bir kez daha. Şimdi Dixy yerde baygın halde yatıyordu. Alwen yavaşça ona doğru ilerledi. Kızı nazikçe tutup kaldırdı ve koltuğa kadar götürüp onun üzerine yatırdı. Sonra da şefkatle başını okşadı yeniden. "Bunun için üzgünüm" dedi "Ebediyete kadar hoşçakal!"
En son Öykücü tarafından C.tesi Ağus. 23, 2008 5:40 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Öykücü- Öykücü
- Mesaj Sayısı : 60
Kayıt tarihi : 30/05/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz