Baykuşla gelen haber
catlakkazan :: Londra :: Diagon Yolu :: Çatlak Kazan
1 sayfadaki 1 sayfası
Baykuşla gelen haber
Hava soğuk ve yağmurluydu. Aaron bu yağmurda içini ısıtacak bir bardak kaymakbirası için Çatlak Kazan’da durdu. Islak cüppesi ve çamurlu botlarıyla bara doğru yürürken ortalığı temizleyen ve kendi kendine hareket eden süpürge ona çarptı. Aaron’a bu biraz kasti bir hareketmiş gibi geldi. Bardan bir kaymak birası aldıktan sonra yakınlardaki ilk boş masaya oturdu. Buranın havasını sevmiyordu. Bu yüzden çok oturmayacaktı. Derken kapı açıldı ve en az Aaron kadar ıslak ve çamurlu biri içeri girdi. Süpürge ona da çarptı ve bu bodur cadı tiz bir çığlıkla yere düştü. Süpürge hiçbir şey olmamış gibi cadının üstünden geçti. Onu da biraz süpürdükten sonra işine devam etti. Ama Aaron’ın ilgisini çeken şey o değildi. Islak tüyleri hızıyla havalanan koyu renkli baykuştu. Baykuş, barmenin kulağının hemen yanından geçip elindeki bardakları devirmesine neden oldu. Barmen sinirle ayağa kalkıp “Bu kuşun sahibi kimse derhal onu yere indirsin! Yoksa ben indirmesini bilirim,” dedi. Bunu yaparken asasını tehditkâr bir biçimde sallıyordu. Aaron “Özür dilerim,” dedi. Sesi bir fısıltı gibi çıkmıştı. Yüzünde mahcup bir ifade vardı. Baykuşa bakarak "Bunu yapmamalıydın!”dedi, olabildiğince sinirli görünmeye çalışarak. Aslında bu olayı izlerken eğlenmişti.
Baykuşun bacağına bağlı ve yağmur nedeniyle bir büyüyle korunan zarfı eline aldı. İçindeki kağıdı çıkarınca ne kadar titrek de olsa annesinin yazısını hemen tanıdı. Okunması zor bir mektuptu, yer yer karalanan ve düzeltilen sözcükler vardı. Bazı yerleri ıslanmış ve mürekkep dağılmıştı. Ama bu yağmurdan değildi. Belli ki annesi mektubu yazarken ağlamıştı.
Sevgili Aaron,
Sana bunu bir mektupla anlatmak beni ne kadar üzüyor bilemezsin. Ama başka bir şansım yok.
Bu gün Hogsmade’de işlerim olduğu için evden dışarı çıkmıştım. Geri döndüğümde evin üzerinde karanlık işaret vardı ve babanın vücudu içerde kıpırtısız yatıyordu. Ne yapacağımı bilemiyorum ve çok korkuyorum. Lütfen hemen yanıma gel. Fransa’da arada bir kaldığımız evi biliyorsun. Orada bekliyorum.
Aaron çok şaşırmıştı ve ağzı açık mektubu tekrar tekrar okuyordu. Her seferinde daha önceden olacağını tahmin ettiği felaketin gerçekleştiğini fark edip kahroluyordu. Babasını çok sevdiği söylenemezdi. Başlarına çok büyük dertler açmış olmakla birlikte ona iyi bir baba da olmamıştı. Ama sonuçta onun babasıydı. O yarım saat içinde kafasından bu ve bunun gibi karmaşık düşünceler geçti. Çatlak Kazan’dan tamamen soyutlanmıştı. Şu an kendi zihninin karmaşalarıyla uğraşıyordu. Beynini ne kadar boşaltmaya çalışsa da bunu beceremiyordu. Her çabasında karmaşa daha da artıp zihnini bulutlandırıyordu. Baykuş parmağını gagalamaya başlayınca kendini toparladı ve annesinin çektiği üzüntü ve acıyı hatırlayarak Çatlak Kazan’ın kasvetli girişinde buharlaştı.
Baykuşun bacağına bağlı ve yağmur nedeniyle bir büyüyle korunan zarfı eline aldı. İçindeki kağıdı çıkarınca ne kadar titrek de olsa annesinin yazısını hemen tanıdı. Okunması zor bir mektuptu, yer yer karalanan ve düzeltilen sözcükler vardı. Bazı yerleri ıslanmış ve mürekkep dağılmıştı. Ama bu yağmurdan değildi. Belli ki annesi mektubu yazarken ağlamıştı.
Sevgili Aaron,
Sana bunu bir mektupla anlatmak beni ne kadar üzüyor bilemezsin. Ama başka bir şansım yok.
Bu gün Hogsmade’de işlerim olduğu için evden dışarı çıkmıştım. Geri döndüğümde evin üzerinde karanlık işaret vardı ve babanın vücudu içerde kıpırtısız yatıyordu. Ne yapacağımı bilemiyorum ve çok korkuyorum. Lütfen hemen yanıma gel. Fransa’da arada bir kaldığımız evi biliyorsun. Orada bekliyorum.
Annen
Aaron çok şaşırmıştı ve ağzı açık mektubu tekrar tekrar okuyordu. Her seferinde daha önceden olacağını tahmin ettiği felaketin gerçekleştiğini fark edip kahroluyordu. Babasını çok sevdiği söylenemezdi. Başlarına çok büyük dertler açmış olmakla birlikte ona iyi bir baba da olmamıştı. Ama sonuçta onun babasıydı. O yarım saat içinde kafasından bu ve bunun gibi karmaşık düşünceler geçti. Çatlak Kazan’dan tamamen soyutlanmıştı. Şu an kendi zihninin karmaşalarıyla uğraşıyordu. Beynini ne kadar boşaltmaya çalışsa da bunu beceremiyordu. Her çabasında karmaşa daha da artıp zihnini bulutlandırıyordu. Baykuş parmağını gagalamaya başlayınca kendini toparladı ve annesinin çektiği üzüntü ve acıyı hatırlayarak Çatlak Kazan’ın kasvetli girişinde buharlaştı.
Aaron J. Champney- Seherbaz
- Mesaj Sayısı : 165
Kayıt tarihi : 18/07/08
catlakkazan :: Londra :: Diagon Yolu :: Çatlak Kazan
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz