Büyük Salon

Edmond uzunca bir şekilde "Of" çekti.

"Vay be!"

Sessiz konuşmak gibi ya da düşünmek gibi zahmetlere katlanamazdı.

"Hey Sill, sen daha önce böyle bir şey görmüş müydün?"

Sill gözünü tavandan alıp edmonda dönerek "Heee Bizim evde böyle" dedi gülerek "Dostum hayatımda böyle bir şey ne gördüm ne de duydum ve epeyde görcek gibiyiz" dedi sonra etrafına baktı bir çok insan onlara bakıyordu biraz utandı. sonra diğerlerine baktı diğerleride edmond ve kendisi gibiydi herkes etrafa hayranlıkla bakıyordu.

Eragon ve diğer tüm birinci sınıfları Profesör Farrell tüm o gürültünün geldiği kapıya götürmüştü ve işte içerdeydiler artık.
Eragon böyle garip, böyle görkemli bir yeri hayal bile etmemişti gerçektende. Birçok öğrencinin oturduğu dört uzun masanın tam üzerindeki tavanda uçuşan bir çok mum sanki onları selamlarmışçasına ortalığı aydınlatıyor ve havada süzülüyorlardı. Salonun ucunda hallerinden hepsinin öğretmen olduğu belli olan büyücülerin oturduğu bir başka uzun masa vardı.
Profesör Farrell birinci sınıf öğrencilerini oraya götürdü; yeniler, eski öğrencilerin karsısında sıralandılar; öğretmenler arkalarında kalmıştı. Titrek mum ışığında kendilerine bakan yüzlerce surat, solgun fenerlere benziyordu. Ögrencilerin aralarında yer almış hayaletler vardı ve parlıyorlardı. Doğrusu Eragon bu hayaletleri hogwarts bir tarih kitabında okumuş fakat pek inanmamıştı işte karşılarında duruyordular ama şimdi.
Etrafındaki diğer öğrencilere baktı. Hepsinin tavandaki gökyüzümsü durumuna baktıklarını fark etti. Bunun nedeninin yine aynı kitaptan okuyan Eragon, bu nedenle şöyle fısıldadı arkadaşlarına:
"Dışarıdaki gökyüzüne benzemesi için büyülenmiş bu tavan. Hogwarts Tarihi'nde okumuştum."
Birden Profesör Farrell da bir hareketlenme oldu. Eragon ve diğer tüm öğrenciler tavandan hemen başlarını indirdiler; Profesör Farrell, yeni öğrencilerin önüne dört ayaklı bir tabure yerleştirdi sessizce. Taburenin üstüne de sivri uçlu bir büyücü şapkası koydu. Yamalar içindeydi şapka, eski
püsküydü, son derece kirliydi. O kadar eskiydi ki ahı gitmiş vahı kalmıştı resmen.
Eragon hogwarts bir tarih kitabında bu şapkayla ilgili bir çok şey okumuştu ve bu yüzden ne işe yaradığını biliyordu; fakat acaba diğer çocuklarda bunun bilincindemiydiler...

Edmond şapkaya bakarak:

"Bu, bu, bu şey.. ne işe yarıyor?"

İlginç ve komik bir şapkaydı.Ama büyük bir işlevi olduğu kesindi.

Sill etrafına bakınırken edmondun lafını duydu "Bu, bu, bu şey.. ne işe yarıyor?" diye sorduğunu duydu kafasını ona çevirerek "Ne ne işe yarıyor "dedi sonra edmond'un baktığı yöne bakarak bir şapka gördü eskimiş her yerinde yamaları olan bir şapkaydı. Kendi kendine "bu şapka ne işe yararki" dedi. Sonra aklına binalar geldi birden aklına çatlak kazandaki erogonla konusmları aklına geldi kafa açmalar fln "yok canım bunla bizim kafamızı açamazlar saçmalık olurdu bu" dedi kendi kendine sonra etrafındaki kişilere baktı hiç kimsenin kafasında bir yarık yoktu bir oh çekti

Önündeki çocukların nelerden bahsettiğini usulca dinleyen Micah bir süre büyüleyici tavanı seyretti.Hogwarts'ta olmak onun küçük kalbinin yerinde küt küt atmasına neden olmuştu.Amcası gibi Griffindor'a seçilmeyi herşeyden çok istiyordu.

Birden aklına Alwen Crook geldi.O Hufflepuff'tan mezun olmuştu.Bir an içinden 'Hufflepuff da olur!'diye düşündü.

Edmond somurtarak başını öne eğdi:

"Ben o bahsettiklerinizin, Hafılpaf mıdır, Gri window mudur, onları bile bilmiyorum.Ne onlar!"

Utanmış ve mahcup düşmüştü.

Sill edmonda dönerek "Sanırım şimdi göreceksin" dedi. Salonda büyük bir sessizlik oldu herkes şapkaya bakıyordu sonra şapkanın kenarında bir yarık belirdi, ağız gibi açılmaya başladı ve bir şarkı tutturdu
"Bu sapka, derseniz çirkinmi çirkin! Ama öyle hemen karar vermeyin. Tozolurum varsa benden güzeli, Eşsizim kendimi bildim bileli

Ne kasket dinlerim ne de silindir, Şampiyonluk kaçmaz hep bana gelir. Hogwarts okulunda Seçmen Şapkayım. Her gün, her ay, her yıl baska baskayım. Karşında şöyle bir ürperim biraz Dünyada hiç bir şey gözümden kaçmaz. Eğer geçirirsen beni başına Gideceğin yeri söylerim sana.

Seni Gryffindora'a yollarım belki, Zamanla olursun aslanin teki, Yigittir orada kalan çocuklar, Hepsinin yüregi, nah, mangal kadar.

Belki de düsersin Hufflepuff'a Haksizligi hemen kaldirip rafa Adalet ugruna savas verirsin Her yere mutluluk götürmek için.

Ravenclaw kismetin belki, Oradakilerin hiç çikmaz sesi, Mantiktir onlarca önemli olan, öyle kurtulurlar tüm sorunlardan.

Düsersin belki de Slytherin'e sen, Bir baskadir sanki oraya giden,
Amaçlari için neler yapmazlar Açiklasam bitmez sabaha kadar.

Giy kafana beni! Çekinme sakin! Birinci kosul bu: Korkmayacaksin! Hiç kimseye gelmez kötülük benden,Sapkalar içinde en uysalim ben."
Sarki sona erince salonda bir alkiskoptu. Sapka egilerek dört masaya da selam verdi, sonra sessizlige gömüldü yine. Sill edmonda dönerek "Öğrendinnmi ne neymiş" dedi. Sill kendi kendine "kafanın içi açılmaktansa şapkayı giyerim daha iyidir" dedi
Sonra Prof.Farrell, elinde uzun bir parsömen kagidiyla birkaç adim öne çikti.
"Adinizi söyledigim zaman sapkayi giyip tabureye oturacak, hangi binaya ayrildiginizi ögreneceksiniz," dedi."Calaelen, Ireth" dedi Kız yavaş yavaş gitti tabureye oturdu şapkayı başına geçirdi "Hufflepuff!!" sağdaki masadan bir alkış koptu Ireth oraya doğru ilerledi ve oturdu.
"Dantes, Edmond" "GRYFFİNDOR"

"Estel, Lily" "SLYTHERİN!"

"Falel, Micah" "GRYFFİNDOR"

"Johan, Mèlodie L." "SLYTHERİN"

"Mc'lauren, Kyla" "SLYTHERİN!!"

"Shadeslayer, Eragon" "RAWENCLAW!!"

"Tinehtele, Silmarwen" Sillin kalbi çok hızlı atıyordu şapkayı kafasına geçirince kafasında bir ses konuşmaya başladı "Zor bir karar daha sanırım. Bilinmeyen düşmanındır demek, öyle mi? Cesur bir yüreğin var. Fakat yükselmek, öne çıkmak arzusunu da görüyorum. Yine de senin için en önemli şey açıklık; adalete, herşeyin açık seçik ortada olmasına daha çok önem veriyorsun... O halde..." "HUFFLEPUFF!" sill hızlı hızlı hufflepuff masasına doğru yirümeye başladı gidip Irethin yanına oturdu

"Turner, Jason" "GRYFFİNDOR!!"

"La'Zcfielder, Zınovia Zui" "RAWENCLAW"

"Elisia ßlair Mc'Lauren" "HUFFLEPUFF!"

"Kyle Mc'Lauren" "SLYTHERİN!"

"Vincent R. Mc'Lauren" "SLYTHERİN!"

"Melody Violet Fabrytla" "RAWENCLAW"

dedi ve Profesör Farrell kâgidini katladi, Seçmen Sapka'yi alip çikti
herkes yerlerine ayrılmıştı trende tanıştığı iki arkadaşıda yanındaydı o yüzden kendini pek yanlız hisstmiyordu ama Erogonun gitmesine biraz üzülmüştü onla çok iyi dostluk kurmştu ama artık okul başlamıştı Sonra okul müdüresi kalkıp bi konuşma yaptı sill bunu pek dinlememişti onun karnı gurulduyodu öündeki tabakların hepsi boştu sonra Müdüre oturdu " ona bakrken önündeki tabaklar yemekle dolmuştu. Yemek yerken Ireth ve elisia ya "Vay be hufflepuffa seçildik umarım mutlu bir sene geçer" sonra ağzına biraz poğça atarak "...iz..c.. n... a tü...r b..o..yu.ler" ağzınakini yutarak "ne tür büyüler öğrencez burda bi fikriniz vardır herhal"

Rp Dışı:Kestirmeden bitirmek istedim. İsterseniz seçmen şapkanın size ne dediğini Edmond gibi yazın.
Bide eklemediğim varsa bi Ö.M atın

"
Ya çok iyi, ya çok kötü... Hmmm... Sana güveniyorum; GRYFFİNDOR
"

Demişti şapka, yemek sırasında yanındakine bakarak sordu:

"Gryffindor iyi mi?"

rp out:Yanında Micah vardı.

Eragon için herşey gerçekten çok hızlı gelişmişti... Birden Profesör Farrell onun adını söylemiş ve şapkaya gitmişti. şapka kafasına biraz büyük gelmişti ama ondan öncekilere nazaran gözlerini tam kapatmamıştı. Tabi o sırada bunu düşünecek pek bir zamanı olmamıştı. Çünkü şapka kafasına değer değmez "RAWENCLAW" demişti. Rawenclaw masası büyük bir çığlık atmıştı. Bunun nedeni belki de Rawenclaw'a seçilen ilk öğrenci olmasından kaynaklanıyordu. Umduğu tek şey Sill'in de buraya gelmesiydi fakat ne yazık ki o Hufflepuff'a seçilmişti. Onun masasına geçişine üzgünce baktı. Gerçekten iyi bir arkadaştı o onun için ama bu onların arkadaşlıklarının bozulacağı anlamına gelmiyordu herhalde...

Micah Edmond'a inanamaz bir halde baktı: 'Elbette! Griffindor'da olupta kara büyüyle uğraşmış biri görmen bir aslanın uçması kadar olanaksızdır!Seni tebrik ederim!' dedi coşkuyla gülümseyerek...

Ardından Profesör Farrell 'Falel, Micah' demişti. Micah'ın yüreği hopladı. Tutuk adımlarla şapkaya yöneldi. Başına taktığında şapka birden canlandı! ' Hmm biraz çekingen,önemli olan karşı çıkabilmak haa! Hufflepuff sana çok şey katacaktır ama öteki daha çok şey katacak!'

Micah gözünü yumup soluğunu tuttu 'Slytherin olmaz! Amcamın yüzüne bakamam!' diye düşündü.

Şapka kıkırdadı ve sonra bağırdı:'GRIFFINDOOR!'

Micah bir oh çekti, gülerek bina masasına yöneldi...

Edmond Micah denilen (en azından şakpanın öyle söylediği) çocuğa baktı.

"Demek Gryffindor iyi, peki bana, yani işin yoksa, yani zahmet olmazsa, diğerlerini açıklar mısın?"

'Hufflepuff ve Revanclaw binaları da Griffindor gibi iyidir ancak Slytherinliler pek tekin değildirler çünkü kara büyüye merakları vardır, ayrıca çok kibirlidirler.' dedi kısaca Edmond'a.

Edmond cevaptan tatmin olmuş bir şekilde Slyterinlilere kötü bakışlar fırlatmaya başladı.