2 numaralı kompartman
2 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
2 numaralı kompartman
Violét elindeki bavulu çekiştirerek kompartmanların hepsine teker teker bakıyordu.Boş buldugu ilk kompartımana girdi.Bavulu yerleştirip kendini kaltuga bıraktı.Gördügü bütün yüzlerde heyecan vardı.Ama Violét hiçbir heyecan hissetmiyordu. Ne okulu merak ediyordu nede dersleri.Hayatta hiçbir amacı yoktu.
"Boşlukta asılı kalmak gibi!.."diye mırıldandı.
Annesini kaybettiginden beri üstünden bu kötümserlik hiç gitmiyordu.
Annesiyle olan anılarını düşündü...aslında pek anlaşamazlardı.Bunları düşnürken tren hareket etmeye başladı.Kafasını cama dayayıp dışarıyı izlemeye koyuldu.
Kendini biran yapayanlız ve korumasız hissetti.Tanıdıgı kimse yoktu.Annesinin yakın arkadaşını düşündü.Gözlerini yumumup nasıl bir kadın olabilecegini hayal etmeye başladı.
Gözünde ilk canlanan yaşlı bir kadın oldu.Kıkırdadı.Kadını hayal etmeye devam etti.Bu sefer annesi gibi uzun boylu ve esmer bi kadın canlandı gözünde.
Kapının açılmasıyla yerinden sıçradı.Siyah upuzun saçları olan kız ürkek bir şekilde Violet'e bakıyordu.
Violet kızı baştan aşagı süzdü.Pek sevimli birşeye benzimiyo dedi içinden.
Kız çekinerek
"Imm...Oturabilirmiyim?"dedi
Violet kıza bakmadan
"Otur!..."dedi
Kız Violetin karşısına oturup gözlerini ona dikti
"Ben jennefer!.." dedi
Violet isteksizce kıza bakıp :
"Violet!"dedi.
İçindende söyleniyordu:
"Sanki çok meraklıyım...Şimdi başımı agrıtıcak Hogwartstan bahsedip!.."
Kız sanki düşüncelerini okumuş gibi ayaga kalktı.
"Okulda görüşürüz Violet!.."dedi ve arkasına bakmadan kompartımandan çıktı.
Violet kızın arkasından bakakaldı.Oturmasını istiyordu aslında.Ayaga kalkıp Kapıyı açtı trenin içine şöyle bir göz attı.Herkezin yanında arkadaşı vardı.Kızı görme umuduyla etrafa baktı ama sanki ortadan kaybolmuştu.Kızı aramaktan vazgeçip kompartımanına döndü.Koltuga oturup Camdan dışarıyı izlemeye devam etti.
O kadar dalmıştıki tren durunca fark etti geldiklerini.Bavulunu alıp Trenden indi.Etrafa bakınıyordu.Kadın daha gelmemişti.Somurtarak beklemeye başladı.
"Boşlukta asılı kalmak gibi!.."diye mırıldandı.
Annesini kaybettiginden beri üstünden bu kötümserlik hiç gitmiyordu.
Annesiyle olan anılarını düşündü...aslında pek anlaşamazlardı.Bunları düşnürken tren hareket etmeye başladı.Kafasını cama dayayıp dışarıyı izlemeye koyuldu.
Kendini biran yapayanlız ve korumasız hissetti.Tanıdıgı kimse yoktu.Annesinin yakın arkadaşını düşündü.Gözlerini yumumup nasıl bir kadın olabilecegini hayal etmeye başladı.
Gözünde ilk canlanan yaşlı bir kadın oldu.Kıkırdadı.Kadını hayal etmeye devam etti.Bu sefer annesi gibi uzun boylu ve esmer bi kadın canlandı gözünde.
Kapının açılmasıyla yerinden sıçradı.Siyah upuzun saçları olan kız ürkek bir şekilde Violet'e bakıyordu.
Violet kızı baştan aşagı süzdü.Pek sevimli birşeye benzimiyo dedi içinden.
Kız çekinerek
"Imm...Oturabilirmiyim?"dedi
Violet kıza bakmadan
"Otur!..."dedi
Kız Violetin karşısına oturup gözlerini ona dikti
"Ben jennefer!.." dedi
Violet isteksizce kıza bakıp :
"Violet!"dedi.
İçindende söyleniyordu:
"Sanki çok meraklıyım...Şimdi başımı agrıtıcak Hogwartstan bahsedip!.."
Kız sanki düşüncelerini okumuş gibi ayaga kalktı.
"Okulda görüşürüz Violet!.."dedi ve arkasına bakmadan kompartımandan çıktı.
Violet kızın arkasından bakakaldı.Oturmasını istiyordu aslında.Ayaga kalkıp Kapıyı açtı trenin içine şöyle bir göz attı.Herkezin yanında arkadaşı vardı.Kızı görme umuduyla etrafa baktı ama sanki ortadan kaybolmuştu.Kızı aramaktan vazgeçip kompartımanına döndü.Koltuga oturup Camdan dışarıyı izlemeye devam etti.
O kadar dalmıştıki tren durunca fark etti geldiklerini.Bavulunu alıp Trenden indi.Etrafa bakınıyordu.Kadın daha gelmemişti.Somurtarak beklemeye başladı.
Winter Dıxy Blossom- Rawenclaw 1. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 51
Yaş : 33
Kayıt tarihi : 09/07/08
Geri: 2 numaralı kompartman
Gökyüzü simdi daha maviydi ve londra daha az steril bir aydınlıkla yıkanır gibiydi ,buna rağmen güneş kendini aralıklarla süt beyazı bulutların ardına gizliyordu..Camdan dısarı baktı bir süre..Sonra tekrar içeri girerek makyaj masasının başına döndü
Kımıldamadan dim dik oturuyor Gözleriyle aynanın karsısındaki yansımasını izliyordu.Geçen her sanıyenin düsmanı olduğunu biliyordu..Gençliğini ve cocuksu düslerini kemiren bir dalga olduğunu biliyordu. Her ne kadar zaman ondan çok şey almış olsada Güzelliğine Muhteşem güzelliğine dokunmamıştı ona acı çektirmek için..
Neredeyse Tam 10 yıl kadar önceydi Lychee henüz hayatının ilk çiçekleri açarken O gelmişti..Kırık prensesi uyutmuş Lychee’yi ise Kaleden dısarı bırakmıştı..Ama Lychee kırık prenses olmadan yaşayamazdı Sadece "Lychee" olamazdı...
Saç fırçasını eline alıp Kahverengi uzun saçlarına götürdü.. Eskiden altın sarısı uzun saçları vardı Güzel canlı bir suratı Kırmızı dudakları ve pembe yanakları.. Kalesinden ayrıldığında Prenses Saçlarını Siyaha boyatmıştı Yüzü Oldukça solgundu beyaz teni ölü bir buz dokusuna sahipti,,gözleri sadece gözleri değişmemişti artık eskisi kadar parlak değildiler okadar..Bir cok şeyi görmüş ve yaşamış bir kadının hüzünlü bakışlarına sahipti
Derin bir iç geçirdi ve ayaga kalktı 10 yılda nelerin değişmiş olabileceğini merak etti..Acaba Bellinda ve Broke’ın kızları nasıldı ? annesi gibi sarışın Babası gibi Mavi gözlümüydü..Annesi kadar gülmeyi seven Babası kadar zeki miydi? BAvulunu açıp Kırmızı ipek bir elbise çıkardı elbiseyi üzerine geçirip saçlarını söyle bir elledi Çantasından çıkardığı kırmızı rujunu aynanın karsısında Dudaklarına sürttü. Tekrar dikleşti ve farkında olmadan elleri omuz askıları üzerine dolandı göğsüne ve yavaş adımlarla karnının hemen altına indi yavaşça elbisesinin ipeğini oksadı İnce ipeğin altından hiç bir şey hissedemiyor olmasına rağmen orada olduğunu biliyordu..Bir daha yapabilecekmiydi bilmiyordu...
İstasyona geldiğinde Bir süre etrafına bakındı..Küçük kızı görmesi cok uzun sürmedi:yavaş adımlarla yanına yürüdü
“Merhaba Violet”
dedi sakince
“Ben Lychee”
elini kıza uzatıp gülümsedi..Küçük kız sakince elini sıkınca bir an için kızın gerçektende babasının gözlerini almıs olduğunu fark etti Broke gibi derin ve anlamlı gözleri vardı..Ve Bellinde gibiydi ince uzun..sarı saçlı ve beyaz tenli
“Eminim acıkmışsındır..Birlikte gidip Madam Puddifoot'un Çayhanesinde bir şeyler atıştıralım ve seni okula bırakıyım”
küçük kızın elini sıkıca tuttu ve Hogsmade’e cisimlendiler..
Kımıldamadan dim dik oturuyor Gözleriyle aynanın karsısındaki yansımasını izliyordu.Geçen her sanıyenin düsmanı olduğunu biliyordu..Gençliğini ve cocuksu düslerini kemiren bir dalga olduğunu biliyordu. Her ne kadar zaman ondan çok şey almış olsada Güzelliğine Muhteşem güzelliğine dokunmamıştı ona acı çektirmek için..
Neredeyse Tam 10 yıl kadar önceydi Lychee henüz hayatının ilk çiçekleri açarken O gelmişti..Kırık prensesi uyutmuş Lychee’yi ise Kaleden dısarı bırakmıştı..Ama Lychee kırık prenses olmadan yaşayamazdı Sadece "Lychee" olamazdı...
Saç fırçasını eline alıp Kahverengi uzun saçlarına götürdü.. Eskiden altın sarısı uzun saçları vardı Güzel canlı bir suratı Kırmızı dudakları ve pembe yanakları.. Kalesinden ayrıldığında Prenses Saçlarını Siyaha boyatmıştı Yüzü Oldukça solgundu beyaz teni ölü bir buz dokusuna sahipti,,gözleri sadece gözleri değişmemişti artık eskisi kadar parlak değildiler okadar..Bir cok şeyi görmüş ve yaşamış bir kadının hüzünlü bakışlarına sahipti
Derin bir iç geçirdi ve ayaga kalktı 10 yılda nelerin değişmiş olabileceğini merak etti..Acaba Bellinda ve Broke’ın kızları nasıldı ? annesi gibi sarışın Babası gibi Mavi gözlümüydü..Annesi kadar gülmeyi seven Babası kadar zeki miydi? BAvulunu açıp Kırmızı ipek bir elbise çıkardı elbiseyi üzerine geçirip saçlarını söyle bir elledi Çantasından çıkardığı kırmızı rujunu aynanın karsısında Dudaklarına sürttü. Tekrar dikleşti ve farkında olmadan elleri omuz askıları üzerine dolandı göğsüne ve yavaş adımlarla karnının hemen altına indi yavaşça elbisesinin ipeğini oksadı İnce ipeğin altından hiç bir şey hissedemiyor olmasına rağmen orada olduğunu biliyordu..Bir daha yapabilecekmiydi bilmiyordu...
İstasyona geldiğinde Bir süre etrafına bakındı..Küçük kızı görmesi cok uzun sürmedi:yavaş adımlarla yanına yürüdü
“Merhaba Violet”
dedi sakince
“Ben Lychee”
elini kıza uzatıp gülümsedi..Küçük kız sakince elini sıkınca bir an için kızın gerçektende babasının gözlerini almıs olduğunu fark etti Broke gibi derin ve anlamlı gözleri vardı..Ve Bellinde gibiydi ince uzun..sarı saçlı ve beyaz tenli
“Eminim acıkmışsındır..Birlikte gidip Madam Puddifoot'un Çayhanesinde bir şeyler atıştıralım ve seni okula bırakıyım”
küçük kızın elini sıkıca tuttu ve Hogsmade’e cisimlendiler..
C. Anastasia Genevieve- Biçim Değiştirme Öğretmeni
- Mesaj Sayısı : 192
Yaş : 33
Kayıt tarihi : 04/07/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz