Frodo Woodallen'ın Odası

Frodo,ilk gunun verdiği heyecanla yavasca odasına yoneldi.Odası zemin kattaydı.Ona simdilik kucuk bir oda vermislerdi.Cunku su an icin somut bir gorevi yoktu.Zaten bir kac gun icinde gorevini alıp ust katlardan birine tasınacaktı...
Dusunceler arasında bogusurken kendisini birden odasının onunde buluverdi.Kapı acıktı.Frodo kapıda durdu ve cantasını yere bıraktı.Ardından odaya goz gezdirmeye basladı...Oda karanlık sayılırdı.Masa odanın obur ucundaydı.Masanın onunde de rahat gorunen iki koltuk vardı.Ahsap zeminin ustune de guzel desenlerle suslenmis bir halı vardı.
Frodo soyle bir gerildi ve "Hiç te fena sayılmaz!" dedi.Sonra da cantasını alıp masasına gecti.Kucuk siyah cantayı masasının uzerine bırakıp geriye yaslandı.Mutlu gibi gorunuyordu.Daha bir hafta once Londra'nın ucra koselerinde ki bir kafede issizlikten neler dusundugu aklına geliyordu.Hatta bir ara zevk icin muggle lara buyu yapmak bile gelmisti aklına...Ama simdi cok daha rahattı.
Frodo dusuncelerle tekrar bogusmaya baslamıstı kı masanın uzerinde ki gelecek postası gozune carptı.Ardından dikkatle gazeteye egildi.Gazetenin mansetinde Alwen Crook'un resmi vardı ve hemen yanıbasında da "Alwen Crook guvenilir mi?" yazıyordu.Frodo gazeteyi hızla eline alıp okumaya basladı.İste bir ilginc haber daha "genc bir cadı da Hogwarts'a mudur olmus!"."Ve sihir bakanı B.James Crook'un tehlike arzetmediğini yazıyor!"...
Frodo dehsetle yerinden fırladı:
"Aman Tanrım!Ben yokken burada neler oldu ha?"....

Frodo ikinci gun daha sakin ve daha mutlu bir sekilde girmisti odasına.Lakin masanın ustunde ki gelecek postası yine sinirlerini bozmaya yetmisti.Hicbir sey anlamıyordu:
"Alwen Crook durup dururken neden boyle nankorce suclanıyordu?".Ayrıca 20 li bir cadının Hogwarts muduru olması da nereden cıkmıstı.Sorularla bogusurken canının kahve cektiğini hissetti.Ardından hizmetliden bol kopuklu bir kahve rica etti.Tam kahvesini bekliyordu ki kapıda tanıdık bir sima belirdi....
Bu buyuk bir surprizdi!

İnce bir baş hareketiyle selam verip içeri giren uzun boylu, sarışın adam Frodo ya yavaşça ama içten gülümsedi, eski dostunun elini sıkarken de samimiydi:''Yeni işini kutlarım kardeşim, duyar duymaz gelmek istedim ama biraz işim vardı.''Paltosunun düğmelerini çözerken ekledi:''İşler hayli karışık bu aralar biliyorsun...''Gelen hizmetliye şekerli bir kahve istedikten sonra teklifsizce oturup bacak bacak üstüne attı.Frodo hiç rahatsız olmamıştı, bu ikisinin eski dost oldukları belliydi:''Uzun zamandır Londra da çeşitli büyücüleri izliyordum, söylentilerin gerçek olduğu kesin...Sen ne düünüyorsun kardeşim?''

"Cok kafam karıstı dogrusu.Uzun suredir Londra da o cafe senin bu kafe benim sürtüyordum.Senden de haber alamadım Darius dan da.Son duydugumda Alwen Sihir bakanına soz gecırıyordu ama neler oldu anlamıyorum!".Frodo uzaklara dalmıs derdini anlatırken aklına birden Elros geldi:
"ha bu arada Elros sen nerelerdeydin dostum?En son Yasak Orman'a girdigin haberini aldım ama...".Frodo sozunu bitirmedi ve sanki cevap beklermişcesine Elros'a bakmaya basladı.

Elros ise eliyle saçlarını sıvazladı, sonra kahvesinden uzun bir yudumu yavaşca boğazından yuvarladı, sanki düşünüyor gibiydi: Arrdından gözlerini kaldırdı ve ağır ağır konuşmaya başladı:''Alwen'in haksızca suçlandığı ortada, Bakan ın Karanlık Lord u korumaya çalıştığı da...''Yeşil gözleri parıldaamaya başladı, neredeyse fısıldayarak ekledi:''Ve hatta kardeşim, Bakanın ölüm yiyen olduğu dahi söylentiler arasında!''Sözün burasında durup arkasına yaslandı ve gülümsedi, söyledikleri Frodo' da beklediği etkiyi yaratmıştı.

Frodo haykıracak gibi oldu:
"Nn...." ama sesi kısıldı.Devam edemedi.Yuzunde tam bir saskınlık ifadesi vardı.Anlamsız bir halde karsı duvara bakıyordu.Ardından basını egdi ve gozune yine gelecek postası takıldı:
"B.James Crook artık tehlike arzetmiyor!".Evet bu haber de Elros'u destekliyordu.Frodo kafasını kaldırıp Elros'a baktı.Yesil gozleri alev gibi parlıyordu.Frodo supheli gozlerle sorusunu yoneltti Elros'a:
"Bu bir soylenti Elros!Degil mi?"

Elros hiçbirşey söylemeden Frodo'ya baktı, gözleri aynı parlaklıkla bir süre yandı, ardından gerçek bir ateş gibi küllendi ve söndü; Uzun boylu Seherbaz da başını sallayıp gülümsedi:''Bunlar sadece söylenti kardeşim, halkı bilirsin, en ufak bir ip ucu bile iftira atmak için yeterlidir..''Ardından ayağa kalkıp paltosunu giymeğe koyuldu:''kahve için sağol kareşim, görüşmek üzere, emin ol öğrendiklerimi ilk sen bileceksin...''Ardından geldiği gibi gülümseyerek odadan çıktı.Frodo ise eski dostunu görmekten duyduğu mutlulukla koltuğuna gömüldü...