Borgin & Burkes

Borgin & Burkes, Knockturn Yolu’nun en büyük mağazasıdır. Burası tüm Karanlık büyücülerin en beğendiği mekan olmuştur, çok tehlikeli ve hatta ölümcül eşyalar satmaktadır.

Burası tabii ki ilgisini çekmişti Nora'nın,Rose'un ofisinden buharlaşır buharlaşmaz buraya uğradı.
Dükkanı ziyaret etmesinin bir sürü nedeni vardı.Knockturn yolundaki en büyük mağazaydı.(bu dikkatini çekmesinde önemli bir yol oynamıştı) hem de ilginç bir görünüme sahipti.
Karanlık bir büyücü değildi ama hep kara büyüye ilgi duymuştu,bunu gizliden gizliye çevresindekilere belli etmeden sürdürmüştü,bu güne kadar.
Birşey alıp almayacağına emin değildi,duruma göre değişecekti.Elinde Bertie Bott'un binbir çeşit şekerlemeriyle içeri daldı.
Çevresine bakınmaya başladı. Mistik bir havası vardı mağazanın,daha da meraklandı.
Danışmak için birini aranmaya başladı.Ne alacağı ya da alabileceği hakkında hiçbir bilgisi yoktu çünkü...

Alex mağazadaki bir kaç müşteriyle ilgileniyordu. Sordukları soruları yanıtlıyor. Amaçlarına uygun olan eşyaları onlara gösteriyordu.
"İşe yarayacağına kesinlikle emin olabilirsiniz. Kurban olarak seçtiğiniz kişi veya varlıktan tek bir parça bile kalmayacaktır." dedi gülümsyerek ve raftaki küçük kutuyu alıp adama uzatarak "Ayrıca işlevini gerçekleştirirken mütiş bir can acısına neden olur." dedi biraz kısık bir sesle. Adam kutuyu Alex'in elinden aldı ve memnun bir yüz ifadesiyle mağazanın içinde dolanmaya devam etti. Alex adam yanından uzaklaştıktan sonra etrafına bakındı. Mağazanın girişinde meraklı ve kararsız bakışlarla etrafı süzen kadını farketti ve yanına gitti. Kadının arkasından omzuna dokunarak. "Ne aramıştınızzz?" dedi

Adamın birden omzuna dokunmasıyla irkildi.
"Ne aramıştınızzz?"dediğini duydu arkasındaki adamın.
Geriye bakıp adamın sorusunu cevapladı
"Ne aradığıma emin değilim,bana sizin önerebileceğinizi düşünmüştüm."dedi titremeyen bir ses tonuyla.Burada olduğuna göre kara büyüyle ilgilendiğini belirtmesine gerek yoktu.
"Kendimi korumak için belki...Ne alabilirim??"

"Kendimi korumak için belki...Ne alabilirim??"
Alex "Ne tür bir büyüye ya da lanete karşı kendinizzzi korumak istiyorsssunuzzz?" dedi Sonra asasını bir rafa doğrulttu ve raftan küçük bir küre eline uçtu. Elindeki küreyi kadına göstererek. "Mesela ölümcül lanetten kurtulmak için bir şey arıyorsanız bu küreyi önerebilirim." dedi

Adamın kendisine getirdiği şeye ilgiyle baktı.İşine yarayabilirdi belki ileride.
"Tamam bunu alıyorum"dedi heyecanla.Parayı umursamıyordu,hiçbir zaman para sıkıntısı olmazdı.Babası,daha hala kim olduğunu bilmediği babası her ay 1000galleon gönderirdi annesinin evine.Bu paraya sahip olmak için tek yapması gereken eski evindeki posta kutusunu karıştırmaktı.
Merakı git gide artıyordu,adamın gösterdiği herşeyi alacak gibiydi.Heyecanla gözlerini uzaklaştırdı küreden ve karşısındakine baktı.Gözleri parlıyordu
"Peki düşmanlarıma karşı ne kullanabilirim?Acı çektirecek,sonunda da kesin bir öldüm için..?"

"Peki düşmanlarıma karşı ne kullanabilirim?Acı çektirecek,sonunda da kesin bir ölüm için..?"
Alex kadının gözlerinin içine baktı. Yüzünde şeytani bir gülümseme belirdi. "İşte bunun için elimde o kadar çok malzeme var ki..." dedi biraz kısık bir sesle. "Benimle gel. "dedi. Kadına arkasını dönüp büyük mağazanın için de ilerlemeye başladı.
Sonunda iki büyük rafın arasında durdular. "Bu koridorda gördüğün herşey ölümcül ve acı vericidir." dedi. Yüzündeki şeyani güümseme yerini koruyordu.

Nora inanmaz gözlerle bakmaya başladı.O kadar çok vardı ki!Gördükleri karşısında keskin bir gülüş kapladı yüzünü.
Nedenini bilmiyordu ama çok güzel geliyordu gördükleri!
Merak mı?hayır,belki daha fazlası..
Yanındaki hazine sahibine döndü:
"Ne önerirsin?"dedi gülüşünü eksik etmeden.

Aaron her yere bakmış ama Rose'u bulamamıştı. Hogsmade'de dolaşmış ve Diagon Yolu'nu tamamen aramıştı. Bakanlıktaki odasına da bakmıştı. Ama hiçbir yerde onu görememişti. Sonra Knockturn yolu tabelasını görmüş ve 'neden olmasın' diyerek içeri girmişti. "Burgin & Burkes" yazan mağzadan içerii bakarken orda Nora'yı görmüştü ve büyük bir şaşkınlıkla içeri dalmıştı.

"Nora! Ne işin var burda" dedi sinirli ve şaşırmış bir şekilde. Sonra Nora'nın yanındaki ürkütücü adama aşağılayıcı bir bakış atıp tekrar Nora'ya döndü.

"Burası sana göre değil"

Alex tam kadının sorusunu cevaplayacakken "Nora! Ne işin var burda" diyen ve kendisin aşağılayıcı bir şekilde bakan bir adam onu engelledi. Alex beyninde iblisin sesini duydu. "Alex bu adam seherbaz. İşini bitirmeye nedersin. Hem bize de saygısızık etti." sesi neşeliydi. Alex "Şu anda mağazadayız. Olmaz ama listeye ekleyebiliriz. " diye düşündü. Beyninde iblisin hoşnutsuz sesi duyuldu. Ardından kulağına yine o adamın sesi geldi.
"Burası sana göre değil"
Adam Nora isimli kadına bakıyordu.
Alex "Nereden biliyorsun ona göre olmadığını. Buradaki eşyalara karşı büyük bir ilgisi var gibi. " dedi alaycı bir şekilde.
" Ayrıca şunu da hatrlatayım. Senin gibi adamlar burada pek sevilmez." diye ekledi yine aynı alaycı tavrıyla.

Bakanlığa rapor edebileceği bir mağazaydı bu. Etraftaki her şey gerçekten ürkütücüydü. Karanlık...

"Nereden biliyorsun ona göre olmadığını. Buradaki eşyalara karşı büyük bir ilgisi var gibi" dedi ürkütücü adam. Anlaşılan oradaki satıcıydı.

"Eh! Sana ilgi duyacak değil ya. Seni görünce eşyalar daha çekici gelmiştir" dedi alaycı bir şekilde ve Nora'nın kolunu tuttu.

"Gel! Gidiyoruz burdan"

Aaron'un seslendiğini duyunca hayal kırıklığına uğradı.Basılmıştı.
İlgisini çekmişti bu nesneler oysa ki.
"Nora! Ne işin var burda?"Burası sana göre değil"
Birşey demedi,önüne baktı ayaklarına...
"Nereden biliyorsun ona göre olmadığını. Buradaki eşyalara karşı büyük bir ilgisi var gibi. Ayrıca şunu da hatrlatayım. Senin gibi adamlar burada pek sevilmez."
Kavgayı önlemek için kafasını kaldırıp gitmeyi önerdi.
"Aaron gel gide.." Aaron kendisini dinlemiyor gibiydi.
Eh! Sana ilgi duyacak değil ya. Seni görünce eşyalar daha çekici gelmiştir"
Ne yapması gerektiğini bilmiyordu.Bir ara gelmeliydi buraya yeniden.Belki daha sonra...
"Gel! Gidiyoruz burdan"dediğini duydu Aaron'un.Tereddütsüz ayrıldı mağazadan.

Geri gelecekti yeniden.Çıkarken küreyi de almıştı.Parayı tezgaha atıp Aaronla çıktı mağazadan...

"Nora! Bunu sonra konuşucaz!!!" sinirliydi sesi. Onca işin üzerine bir de burda zaman kaybetmişti. Şimdi zavallı Rose kim bilir neredeydi.

"Şimdi evine dön... ya da işe git!" dedi aceleci bir şekilde.

Eh! Sana ilgi duyacak değil ya. Seni görünce eşyalar daha çekici gelmiştir" Alex onu umursamıyormuş gibi görünmeye çalşıyordu ama içineki iblis çileden çııkmıştı. Yüzündeki umursamazlığı koruyamadı. Gözleri kırmızı bir şekilde parladı. Bu iblis onu kontrol etmeye başladığı zaman olurdu.
Yüzünde sinirli bir ifade belirip kayboldu. Sonra katillere yaraşır bi gülümsemeyle. "işin bitti pislik." dedi tıslarcasına. Sesi oldukça kısık çıkmıştı. Adam onu duymamıştı. Adam kadının kolunu tutup dışarı çıkarırken Alex arkasında sinsice ve sinirle yaklaşıyordu. Adamla aralarında bir kaç adım kalmışken Alex büyük bir zorlukla tekrar kontrolünü eline almıştı. İblis beyninin içinde sinirle bağırıyordu. Onu öldürmesini emrediyordu. " Şimdi olmazz. Onu gebertmek kolay olacak ama bu gün ölüm görmek istemiyorum iblis. Sadece bir gün isityorum senden.. bu gün kimseyi öldürme. .." diye düşündü Alex. "Bu isteğini başka bir gün yerine getirsek. Bu adamı cehennemin alevleriyle tanıştırmayı çok istiyorum. Saygısızlığı sadece sözleriyle kalmadı çünkü. Düşünceleriyle bile hala aşağılıyor bizi ve sen bana bırak gitsin diyorsun. Bizi yok etmenin imkansız olduğunu gösterelim ona Alex" dedi sinirli ses. "Bu gün olmaz. Başka bir gün gebertiriz o pisliği. Onunla tekrar karşılaşacağımıza eminim o zaman birikmiş öfkemizi kusarız üzerine. " diye düşündü. Mağazasından çıkıp giden adama son bi kez baktı sonra arkasını dönüp mağazadaki gizli odaya doğru gitti.

Aaron ürkütücü adamın ona doğru yaklaştığını gördü. Cüppesinin cebindeki asasını sıkıca kavradı. Dandik bir dükkanda çalışan bir pisliği çok rahat halledebilirdi. Ama bir gün buraya seherbazlarla birlikte gelip sağlam bir baskın yapmak daha mantıklı geldi. Adam da geriliyordu artık zaten. Aralarında geçen bu soğuk dakikalar sırasında ağızları sessizdi. Ama ruhları birbirlerine küfrediyordu adeta. Haykırarak...

"Dur Nora!" dedi bir anda. Sesinde bir çaresizlik vardı. Elindeki notu ona doğru uzattı. Rose'un yazısını okurken Nora'yı izledi.

"Sence onu nerede bulabilirim?"

Okudu notu aceleyle.Sonra Aaron'un nerelere bakmış olabileceğini geçirdi aklından.Evine,odasına,birkaç kafeye,Çatlakkazana,dondurmacıya...Bir anda geldi nerede olabileceği...Aaron gibi birinin bakmayı aklına getiremeyeceği tek yer:Metro

"Gel,metroya gidelim!"dedi aceleyle.

Nora'nın kolundan sıkı sıkı tuttu tekrar ve metronun yakınlarında kuytu bir köşeye cisimlendiler.